Uzunca Zaman ayıracaksın rakıya, öyle fondipleyip, hadi eyvallah içkisi değildir Azizim!
Muhabbeti hoş, derinleşmeyi bilen, derinleşirken de adabı usulünce, ne hüzünlere boğularak ne de konuyu üstünkörü geçecek adam olmalı karşında.
Herşey kararında, ağırbaşlı, nazik.
Sanattan anlayacaksın ucundan kıyısından, ezbere bildiğin kısacık da olsa şiirlerin, kitap alıntıların, anlamlı cümlelerin olacak. Müzeyyen Senar' ı, makber'i, kırmızı gülün alı var' ı bileceksin.
Mihriban' ı, ahirim sensin ve daha nice güzel türküyü, usul usul mırıldanacaksın mesela.
Sohbet ederken, susmayı, dinlemeyi bileceksin, yüreğini boşaltmasına izin vereceksin karşındakinin, lafını kesmeyeceksin.
Gözlerinin taa içine bakacaksın dinlerken, bakacaksın ki, söyledikleri anlam kazansın, ruha bürünsün.
Mezeleri nezaketle atacaksın ağzına, çala kaşık girişmeyeceksin. Hem mezenin, hem rakının damağında demlenip, tatlanması için zaman tanıyacaksın.
Kadehi şakur şukur değil, gene aynı nezaketle karşındakinin gözlerine bakarak kaldıracaksın, sağa sola bakarak değil. iyi şeyler dileyeceksin, ağzından bal damlayacak, zehir değil.
Nerde duracağını bileceksin, bedeni rakıya küstürmeden, ortamı bozmadan, gülümseyerek kalkacaksın o masadan.
Teşekkür edeceksin, iyi ki varsın, tekrarlayalım diyeceksin, sarılacaksın, sırtına vuracaksın minnetle.
yaaa azizim, rakının adabı var mıymış?!
Varmış di mi?!
Sıhhatine ey sözlük!
Edith Piaf:
Birbirimizin hayat tarzlarına, doğrularına saygı duymayı öğrendiğimiz gün barış gelecek bu ülkeye.
Yeniden biz olacağız.
Rakı içen insanla birlikte, inancı gereği içmeyen insanın aynı masada oturup muhabbet edebildiği gün, gün ışığını görebileceğiz, aklınızda olsun!
Şu başlığa bile, tahammül edemeyip, edep sınırlarını zorlayarak hakaret eden varlık! Senin de sıhhatine!
