iki blok arasındaki kahvelerin önünden geçip akasya ağacının altından terkederdik otogarı.uzun gri dar kaldırımıyla geçerdik burdan kadıköy otobüs durağına. yolun kenarındaki turunculardaki yerimizi alırdık otobüsün cılız mavi mor ışıklarında.gömülürdük o yumuşacık siyah sunni deri kaplı sünger koltuğa.