savunulurken kullanılan metodlardan biri (ahmet necdet sezer'in terörist affı değil diğeri) bana bi benzer kurgu kurarak derdimi anlatma gereği hissettirdi.
diyelim ki doksan dokuz tane benzer özellikte, hmm ne olsun, zenci olsun mesela, doksan dokuz tane zenci işçi var elimizde. günde on beşer saat çalıştırılsınlar, ağır koşullar altında, karın tokluğuna çalışsınlar ve bilumum hakları yensin. sonra bi de beyaz bi işçi olsun aralarında ama ona özel olarak günde sadece sekiz saat çalışma hakkı verilsin, grev hakkı, tatil hakkı, düzgün maaş vs vs verilsin.
şimdi kalkıp bu tek işçinin nispeten çok daha rahat koşullar altında çalışması üzerine laf edince eğer şöyle bi savunma getiren olursa,
"ne yani, adamın pestilinin mi çıkarılmasını istiyorsunuz, günde on beş saat mi çalışsın, hakları mı yensin vs",
işte o savunmayı getiren adamın gözümde ne samimiyeti vardır, ne de böcek kadar değeri.
bu duruma uyarlayacak olursak, seksen küsür yaşındaki, sağlığı da rahatsız bi adamın affedilmesi durumu, kimsenin laf ettiği bi yanlışlık değildir aslında (tıpkı o beyaz işçinin hak ettiği koşullarda çalışıyor olması gibi). çünkü adalet ceza üstüne kurulmaz (çoğu insanın sandığı gibi); adalet ıslah, suç önleme, ve bunlar başarılmadığında da cezalandırıcı değil, tecrit edici önlemler üstüne kurulur.
yani bi cinayet işleyen adamı hapse tıkmanın temelinde o kişiye ceza vermek değil, o kişiyi toplumdan tecrit edip başkalarına zarar vermesini engelleme fikri daha baskındır. ceza ya da suç için göz korkutuculuk daha sonraki hedeflerdir.
yani artık iyice yaşlanmış ve sağlığı da bozulmuş bi adamın hapsedilmesi (ev ya da cezaevi salla şimdi) manasını hafiften yitirir bu anlayışa göre. o yüzden erbakan'ın affedilmesinde bi yanlış yoktur temelde.
haa peki o zaman bu laflar neden.. çünkü diğer doksan dokuz zenciyi unutamıyoruz işte.
bu ülke hastalandığı ve tıbbi müdahale gerektiği halde cezaevinden salınmayan ve bu yüzden ölen başka insanlar da gördü (ruhi su, ve hatta son örnek olarak kuddusi okkır), ve hala da görmeye devam ediyor. cezaevleri (kimisi aslında evrensel yasalara göre suç bile teşkil etmeyen hükümler giyerek) yaşlı ve hasta ve günden güne sapır sapır ölen başka mahkumlarla dolu. onlar için kıl bile kıpırdatılmazken bi tane beyaz işçi için özel aflar çıkarmak.. eh bunun üstüne rahatsızlık duymamak ne yazık ki elde değil güzelim.
kimse ruhi su içerde öldü diye erbakan da ölene kadar hapsedilsin demiyor. ama bu ülkenin zencileri ölürken kılları kıpırdamayanlar, beyazları affedilirken kalkıp insanlık dersi vermeye kalkmasınlar.
edit:
edip sharabi - (#3857196)yanlış olmasın. ruhi su hapis değildi, yurtdışına çıkış izni vermedi şerefsizler.
brick top - evet teknik bi hata var tüh. edit yapmayı da sevmem ama bi ara yapmak şart oldu :pp gerçi farketmiyor, örnek içinde hapis olmasa bile sağlam şekilde duruyor. kasıt çünkü hapsedilmek değil, sağlığı yüzünden iltimaslı muameleye tutulmak. madem erbakan'a yapılıyor, diğer mahkumlara (ve mahkum olmayanlara da) yapılmalı.
edit'i oluşturdum şu yazdıklarımla :))) aynı şeyleri şimdi yazasım yok, yorgunum. sonra yaparım düzeltmeyi :)))