sömürgeciliğin eseridir derler. türkiye'deki seyri ise dokunaklıdır; 70'lerde kapitalizmin rasyonalize edilmesinin, kapitalist mantığın yerleştirilmesinin nihai hedefi sosyal bilimlerin tasfiyesiydi. bunda başarılı da olundu. tarih resmi ideolojinin meşrulaşma histerisine dönüştürüldü, iktisat ise sosyal ve felsefi yanları budanarak matematikselleştirildi ve sosyoloji de çoğunlukla reklam sektörünün kucağında bir anketörlük hizmeti haline geldi. içler acısı halimiz budur. hilmi ziya ülken, şerif mardin, cemil meriç, ziya gökalp gibi isimler sosyoloji denince türkiye'de akla gelen isimler, bana göre ise paradigma mağduru sosyologlardır.