ayşe tv karşısında burnunu karıştırırken birden mutfakta altını açık unuttuğu yemeğin yanmaya başladığını fark eder. koşa koşa mutfağa giderken ayağı halıya takılıp düşer ve kafası sadece misafirler geldiğinde kullanılan yemek takımlarının bulunduğu dolaba çarpar. tabaklar, bardaklar büyük bir gürültüyle ayşenin kafasının yanında parçalanır. mal ayşe hiçbirşey olmamış gibi ayağa kalkıp yanmaya başlayan tencereye içi su dolu şişeyi boşaltarak hamle yapar. alevler daha bir yükselir. ayşe üzerinde komili sırma yazan şişeyi "eeh lan" diyerek yere fırlatır. hemen perdeyi sökerek tencerenin üstüne atar ama oksijenin havayla temasını kesemediği için perde de alev alır. mal ayşe bununla başa çıkamayacağını anlayıp "ölüm sırası bana geldi mınakoim" deyip 110 u arar. ama hatlar kesilmiştir. bu sırada çıkan dumanlar nefes almayı iyice zorlaştırmıştır. birden ayşenin cep telefonu çalmaya başlar.
- alo!
+ öleceksin kahpe.
korkuya kapılan ayşe: "ne diyosun sen be!" diyerek telefonu duvara fırlatır. parçalara ayrılan telefonun bataryası duvardan sekerek ayşenin kafasına çarpar. gözleri kararan ayşe ayakta kalmaya çalışırken yerde duran dağılmış telefonun parçalarına basınca kayarak yere düşer. sarsıntının etkisiyle zigonun üstündeki eyüp sabri tuncer şişesi devrilerek ayşenin yüzüne dökülür. bu sırada alevler kontrolden çıkmış ve yangın sistemini devreye sokmuştur. tavandan fışkıran sular ayşenin yüzündeki kolonyanın etkisini yok etmeye başlar. acıyla kıvranan ayşe ayağa kalkar. camdan kaçmak için harekete geçecekken karşısına telefondaki sesin sahibi çıkar. bodoslamasına kafayı kor ayşeye. mekanın cennet olsun ayşe.
