belediye otobüsüyle yolculuk

entry9 galeri
    ?.
  1. belediye otobüsler ışınlanma teknolojisi çıkana ve benzin fiyatları ucuzlayana kadar bizi kendine mahkum eden gezici hapishanelerdir.

    bu maceraya katılmış birisinin mutlaka yaşadığı bazı şeyler vardır;

    hergün işe/okula giden bir kişi otobüs durağına gelir, sıra varsa sıraya geçer, yüzü yola dönük vaziyette arada bir sol tarafa bakıp otobüsün gelişini kontrol eder, bu bakış her 10 sn.'de bir tekrarlanır. bu kişi genelde bizizdir. yanınıza yeni gelmiş elemanın kafasından yolu göremediğiniz için kıpır kıpır olursunuz, eleman da huzursuz bir vaziyette kütük gibi yanınızda beklemektedir..

    otobüs gelir, kapıdan adım atılır (akbil / kart basılır) fethetmek üzere geldiği topraklara bakan bir savaşçı gibi boş bir koltuk aranır, görülememe korkusuyla 3,5 atılıp, görüldüğünde de sanki 3,5 atan kişi siz değilmişsiniz gibi koltuğa yavaş yavaş ve "cool" adımlarla ilerlenir tam oturacakken yaşlı bi teyze "yavrum müsade etsene" der siz oturmadan o fetheder koltuğu. siz de sanki teyzeye seve seve yer vermişsiniz gibi "iyilik timsali" olarak otobüste kalan yolculuğunuza devam etmenin gururunayaşarsınız (yüzsüzlüğün bu kadarı efenim).

    otobüsteki kızlara da sözde jestinizi gördüklerini ve sizi düşündüklerin düşünerek kapı bölümüne sırt dayayarak merdivende beklersiniz. şansıysanız bir kitap, dergi vs, az şanslıysanız koyun sürüsü gibi herkesin kulağına taktığı nokia kulaklığını takıp radyoda sizin hiç de sevmediğiniz popçu insanları dinlersiniz. zorunluluktan dolayı hoşlanmaya çalışırsınız ama serdar ortaç itici ve tiz sesiyle kulağınızı sikmektedir afedersiniz, radyoyu değiştirirsiniz biraz türk sanatmüziği biraz klasik müzik derken ruhunuz isyan etme vaziyetine gelene kadar kulaklığı kulağınızdan çıakrtmassınız.

    Kapıya dayanmış vaziyette bekledğinizden dolayı otobüs her durduğunda bir tedirginlik yaşarsınız kapı açılacak mı açılmayacak mı diye. tabi liseli ibne veletler sizin bu tedirginliğinizi farketmiş ve otobüs durduğunda "tıssss" sesi çıkarıp sizi yerinizden zıplatmışlardır. tabi onlar da çaktırmaz "tıssssss... dedi top patladı" deyip lafa devam ederler. siz ayarınızla kalırsınız.

    bir de akşam yolculuklarında otobüsün iç aydınlatması yanıyor ve yolculuğunuz katanlık bir yolda devam ediyorsa, camdan dışarıyı değil içeriyi görürsünüz. zaten nedensiz düşman olduğunuz, göz göze bakmaya çekindiğiniz diğer yolcularla karşılaşmanın nirvanasına varmış olursunuz. göz göze geldiğiniz bıyıklı amca iyice sizden kıllanmadan gözünüzü kaçırır yere bakarsınız. ayakta olduğunuzdan önünüzde de bir bayan oturmuş ve azcık dekolteli giyinmiştir ve "ulan sapığa bak gözleri kıza dikmiş" demesinler diye de tekrar kafanızı kaldırırsınız, bıyıklı amcanın oğlancı olduğunu size hala baktığını gördüğünüzde farkedersiniz. sağa bakarsınızi kısa kollu gömlek giyen adamın koltuk altını görüp mide bulantısını unutmaya çalışarak sola dönersiniz, orada da cep telefonuyla mesaj gönderen bir elemanın mesajına göz misafiri olmayayım diye tekrar bıyıklı amcaya bakmamaya çalışarak ayakta uyuma taklidiyle zaman geçirirsiniz.

    önden biri bağırır "arkaya doğru ilerleyelim arkadaşlar" bu bağırışa kesinlikle ama kesinlikle şöyle bir cevap veren bir sümsük vardır; "sanki arkada yer var da" bu adam doğruyu söylemektedir ama otobüslerin vazgeçilmezi olduğundan hep sümsük olarak kalacaktır. demirbaştır pislik herif.

    trafik sıkışır. kesin 3 çocuk 1 torun babası beyaz saçlı amca "burayı da bi halledemediler, belediye sözde çalışıyor.. bık bık bık" der. genç bir adam da "yaa geçen de burada 45 dk bekledik" deyip amcanın sahipsiz muhabbetine sahip çıkar. 3. katılırsa bu muhabbet yolculuk bitene kadar sürer. 2 kişi ile kalırsa fazla uzamaz. 2. kişi katılmazsa zaten bizim beyas saçlı amcamız "bık bık"ı ile kalır.
    6 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük