ogrendim ki;
hayat dedilen, bir cay insanlar da seker karıstırdıkca hayattan zevk aldıgımızı sanıyoruz oysa hayatın seni erittigini cay bitince anlıyoruz,
ogrendim ki;
"sen benim icin onemli ve degerlisin" cumlesinin alınan ve verilen en buyuk hediye oldugunu,
ogrendim ki;
birini hatırlamanın ve mutlu etmenin bir telefon konusması kadar kolay oldugunu,
ogrendim ki;
baskalarını affetmenin yetmedigini, bazı durumlar da kendimi de affetmenin gerektigini
ogrendim ki;
sevdiklerine hakettikleri sevgiyi vermeyi ve onları ne kadar sevdigimi soylemeyi asla ertelememeyi,
ogrendim ki;
diplomaların, bitirilen okulların insanı insan yapmaya yetmedigini,
ogrendim ki;
herkesle iyi ayrılmam gerektigini cunku hangisinin son gorusme oldugunu bilmedigimi
ogrendim ki;
birine guvenmenin aylar hatta yıllar aldıgını ama bu guveni yıkmanın dakikalarla hesaplandıgını
ogrendim ki;
tecrubenin yasla degil edinilen deneyimlerle alakalı oldugunu,
ogrendim ki;
gecmiste yaptıgım hatalardan dolayı pismanlık duymamayı hepsinin arkasında durup ama benim tercihimdi demenin kendine olan saygıyı arttırdıgını,
ogrendim ki;
aslında hayattan beklenin sadece tutucak bir el ve beni ben gibi anlayan bir kalp oldugunu,
ogrendim ki;
en buyuk pismanlık birine son defa seni cok seviyorum diyememek oldugunu,
ogrendim ki;
zamanın ne alısmayı ne de unutmayı ogretmedigini.