kendimi tanıdığımı zannediyorum. övündüğüm huylarımı farketmeden daha, kusurlarımı görmüşüm çünkü. her ne kadar kusurlarını gizlemeyi beceren biri olsam da çekinmemişim öyle farkedilir mi acaba diye. öyle sahiplenmişim onları da. korktuğum şeyleri bilmişim henüz ne kadar cesaretli olabileceğimi bilmediğim zamanlarda. korktuklarının üstüne giden biri de olmamışım hani, onlarla yaşamayı öğrenenlerdenmişim ki korkularıyla yaşamayı öğrenenler kimi zaman daha cesaretli olabiliyorlar gözü kara insanlardan. bunu da yaşayarak öğrenmişim. hayata dair istediklerimi, ne istemediğime karar vererek belirlemişim. istemediklerim belirlemiş isteklerimi. çok şey görmüş geçirmiş olduğumu düşündüğüm her an başıma öyle bir olay gelmiş ki kapatamamışım ağzımı şaşkınlıktan sebep. almışım ağzımın payını. sabit olmamış aldığım tavırlar aklımdan geçen fikirler. karşımdakine göre değişmiş ağzımdan çıkan sözler. az çok anlamışım kendimdeki mevcut potansiyeli. yanılma payımı da gözardı etmeyerek tanımışım kendimi az çok.
ne olduğumu biliyorum elbet geçmişten bugüne yaşamış olduklarımdan mütevellit. ne olamayacağımı biliyorum desem güler millet bana çünkü biliyorum ki hiç umulmadık şeyler gelebilir başa.