sorular yönelttik o'na, o bize tek care sundu 'sevin' evet bu kadar kolay 'sevin dedi tanrı' denedik basaramadık, sevmeyi unutmuştuk biz!
değiş tokuşu bilirdik biraz, çıkarlarımızı korumayı, seviyor-muş gibi yapmayı, sevgili maskesi takmayı, süslü seviyorumları, bela okuyan sarkıları bağırarak söylemeyi...
serenadların yapıldığı zamanlar çok uzaklardaydı sevilenin mendilini koklarmış ya beyfendiler gerçekmiymiş sahi?! şimdi koklayıp birbirimizi çöpe atmalar çağındayız mütenamız yok kredimiz yok hiçbir acıya, beklemeye tahammülsüz, sexe doyumsuzuz hep birşeyleri kaçırma telaşı hep gözümüz dışarda yanımdaki güzel ama şu da fena degil hani denesem mi şansımı utancımızı kaybetmişiz ya herşey çok kolay hayır cevabını mı duyduk pişkin gülümsemimizle alırız verdigimiz mavi boncuğu baskasına vermek üzere nasılsa samimiyetsiz kalabalıklarda nice av var daha...
sevin dedi tanrı; kötülüklerin yaratıcısı olan bizlerdik sevginin yaratıcısı olan o sevin dedi bize ama o bile yardımcı olamıyordu artık sevgisizliğimize şeytanı bile ürkütüyordu gidişatımız tek gecelik ilişkiler yaşanıyordu o yüzden gündüz hiç olmuyordu, bu çağda zifiri karanlık isli puslu bir gece sürüp gidiyordu hayatlarımızda kutsal kavramı din kitaplarında kalmıştı sadece, özel kavramı özelliğini yitirmişti aşk sadece şarkılardaydı şiirler bile kazanova silahı haline gelmişti canını yakmak istiyorsa biri diğerinin sevdigini daha çok seviyormuş gibi yapıyordu zaten güçsüz olan sevgileri ikiye ayırıp nefret yapıyordu kocaman ve böyle sürüp gidiyordu oyun, kimse kendine kötülük çiçekleri sunana iyilikle karşılık verecek kadar erdemli değildi...
sevin dedi tanrı; başarabilirseniz yapın hadi kötülükleri süpürün bana ibadet edin gitmeyin ibadethanelere isterseniz yeterki sevin, sevmek beni anmaktır sevmek bana tapınmaktır hadi sevin dedi tanrı...
sevgisizlik çağında sev(e)medik biz, işin fenası sevmediğimize üzül(e)meyecek kadar küflendi kalbimiz...