... anlatacaklarım var! vaaz vermek değil niyetim, duyduğumu söylemek. söylemeye değer şeyler duyuyorum zira. belki hayatı daha yaşanır kılmak için ya da belki sade, ama sade anlatmak için... sen anlat dedi tanrı bana, anlaşılsın diye değil, hiçbir mükafat istemeden anlat... çünkü bir mükafattır artık bir anlatıcıya doğru düzgün anlaşılmak! sen anlat dedi... sen sade anlat! umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çareye yol açsın diye çaresizliği anlat... ders verme dedi kimseye, çünkü hoca denmez öğrenmesini bitirene. çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa... sen anlat dedi bana tanrı, sen sade anlat.. sevmenin çok az çeşidi vardır gönül raflarında...birini ya da bir şeyi seversiniz ya da çok seversiniz...ama iş sevmemeye gelince sonsuz seçenek vardır önünüzde: ister gıcık olursunuz ister sinir olursunuz iğrenirsiniz tiksinirsiniz hatta sık sık nefret bile edersiniz ne yazık ne yazık insan sevmeme çeşitlerine harcıyor mesaisinin çoğunu oysa sevin dedi tanrı adı sevgili olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına ben seni seviyorum ama dur bakalım sen de beni benim seni sevdiğim kadar seviyor musun önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe karşılık istemeden pazarlıksız sevin sizi seveni de sevmeyeni de oysa sevin dedi tanrı...