bir başbakan ülkesini temsil etmekle yükümlü olduğundan, genel hal ve tavırlarına dikkat etmelidir. bu durumda, kavga etmek, küfür etmek, sağa sola sataşmak gibi sıradan bir insanda da hoş olmayan ancak kabul edilebilir hareketler bir devlet adamında kabul edilemezdir.
bununla birlikte ülkenin geleceğinden sorumlu olduğu için, uluslararası arenada ülkesini küçük düşürmesi, yurt içinde olan sorunları gidip başka ülkelere şikayet etmesi, ülkeye fayda sağlayan kurumları satması, insanlar arasında ayrılık çıkarması, bir ülkenin tüm gidişatını bir başka ülkeye bağlaması ve onun sözünden çıkmaması, bizzat kendisinin başka bir ülkenin memuru tarafından yönetilmesi, çalışan halkı zor duruma sokması, dalga geçmesi, özünün ve sözünün bir olmaması, demokrasiyi savunur gözüküp işçiler dövüldükçe zevkten çıldırması, gene demokrat olduğunu iddia edip kendini eleştireni partiden ihraç etmesi, ülkenin binbir sorunu varken sabahtan akşama kadar gazetecilerle, yazarlarla dalaşması, dünya ekonomik kriz ile çalkanalırken, kendi ülkesinde açlık hızla yayılırken, herşey süper diye demeçler vermesi, kendi halkı git gide fakirleştirken devletin parasını cebe atıp, oğluna kızına mal mülk alması üstüne üstlük yüzsüzce bunları savunması, cahil insanları kandırması ve daha bir sürü şey bir başbakana yakışmaz.