dostoyevskiyi elbet eserleri ile sevmiş olsakta bana asıl sevdiren türk sanat sinemasının, minimal sinemanın öncülerinden (bkz: zeki demirkubuz'dur) zeki demirkubuzun ilham almakla kalmayıp artık eserlerini sömürdüğü bir yazardır bunu en güzel (bkz: bekleme odası) filminde yapar bu filmde kendisine bir özeleştiri yapmaktadır.