Yeditepenin şehrinde Gonca gülümü bırakmış ve kayınların arasında yürüyorken söylerdim bu şarkıyı. Zülfü Livaneli hemşerimdi ve ben o zamanlar da esasında gayet milliyetçi bir insandım. Kağızman ve Sarıkamış ormanlarında boran ve tipinin yol vermediği intikallerde bir daldaya sığınıp söylerdim. Komünist olmadığımı idrak edebilen erat da şarkının güzelliğini anlayınca onlar da söylerdi. Soğukta şarkı söylemek iyi birşeydi. Uykuları kaçardı çünkü. Aksi taktirde hiç farkında olmadan aynı yoldan intikal eden yaklaşık bir asır önceki askerler gibi sonsuza kadar uyuyabilirdiler. Zaten beni sevdiklerinden şarkıya da alıştılar. Çünkü ben onlara komutanlık taslamadığımdan olsa gerek en içten komutanım dedikleri asteğmendim.