zor ağalarım, çok zor ağlarım. nereden baksan 1 senedir aglamiyorum. hayatımı o kadar sarsacak bir olay yaşamadım çünkü. ancak size ağlayan babamı anlatayım
amcam yazın ne yaptigini bilmez bir adam. evet gerçekten bilmiyor. ağzında küfürler durmaz geceleri uyumaz gezer durur. kış olunca da bu yaptıklarını hatırlamaz. tip ya bu hastalığın adı yok maalesef.
bir yaz günü Bursa'dan çıkıp köyümüze gitmiştik. babamın gencligini yaşadığı ev. eski tip evlerden. hani şu filmlerdeki tahtadan yapılmış evler. 2 odası vardı. bir odasında biz ailecek uyurduk. diğer bir odayi da amcama bırakmıştık. bizim odamizin kapısini arkadan destekleyerek kapatmıştık. akşam amcam kendini bilmeden bize zarar vermesin diye. yine bir gece tangir tangir merdivenlerden birisi çıktı. elinde boş siseler. -abii ben banyo yapacağım abiii diye bağırıyor. babam kapıyı açtı. sakın sakin kardeşinin yanına gitti. (babam her zaman sakın bir adamdır ve herşeyi konuşarak halletmeye çalışır. m)
abi ben banyo yapacağım demesi üzerine babam bende yardım edeyim o zaman dedi ve sonra aralarında bir tartışma çıktı. ne olduysa o zaman oldu. tahta evin tahtaları oynamaya başladı paldır kuldur.
babam eline bıçağı almış kardeşine sağlayacaktı ki diğer eliyle son anda bıçağı çekip elinde kırmıştı. amcam korkudan kaçmıştı. onunda suçu yok hatırlamıyor sonuçta. babam odaya geldiğine hüngür hüngür ağlamisti o gece. minik bir bebek gibi titriyordu. bende ağlıyordum. hayatımda o kadar hiçbir zaman ağlamadim. ablama sarılıp babam ölecek abla babam ölecek diye aglamistim yaşım daha 9 di. o da beni teselli etmeye çalışıyor ama nafile. o da ağlamaya başlamıştı. babam ise bugün yaptığından hala pişman. ve ne zaman aklıma gelse yine o minik çocuğa bürünüp ağlamaya başlar.