Büyüklüğünün ve eleştirilemez olmasının yasalarla konulduğunu söylemek isteyen kışkırtıcıların bilmediği şey bu memlekette ne kadar Atatürk ü sevmeyen insan varsa buna kendilerinin sebep olduğudur. Onun için her yenildiğiniz konuda bu adamın arkasına saklanmaktan vazgeçin.
Almaya ya, ingiltere ye, fransa ya bak! Bize bak! 15 yıl önceye bak! Şimdiki zamana bak!
Sanırım anladın!
Bu işler öyle " Atatürkçüyüm" deyip heykel dikmeyle, kadeh tokuşturmayla olmuyor. Daha 20 yıl öncesine kadar hafta da bir banyo ve iki çeşit giysi lükstü bu toplumda.
Bir milli piyade tüfeğin bile yoktu.
Böyle diktacı, ukala yazarları görünce hemen k. Kore nin bundan önceki başkanının ölüm günündeki " ağlama mecburiyeti" geliyor aklıma.
Kardeşim, sevgi gönülden gelen bir duygudur ve amaç demokrasi ise işin özü tercih hakkını ortaya koymaktır. Gerisi fasa fiso...
Bundan 15 yıl öncesine kadar yöneticilerin; askerin, medyanın, bürokrasinin ve sermayenin elinde bir şamaroğlanı olduğunu biliyorduk.
Yani, cumhuriyet tarihinin başlangıcında halka bir seçim sunulmadı. Hangi rejimi ve sistemi ister siniz? Yaklaşımı olmadı. Çok partili dönem ise malum, yöneticiler vesayet baskısında.
E şimdi kodu mu oturtan; içerde ve dışarda sözünü geçiren, milli iradenin seçtiği bir cumhurbaşkanı " var ve ben onu hepsinden daha çok seviyor ve övüyorum. Beni istediğin yere şikayet et.