391.
-
Aldatmak.
(bkz: lûgat anlamı)
1. Beklenmedik bir davranışla yanıltmak.
2. Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak: "Üç defadır bu yezit beni aldatıyor." -B. Felek.
3. Birine verilen sözü tutmamak: Arkadaş bizi aldattı, toplantıya gelmedi.
4. Yalan söylemek.
5. Bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek: "dekor, tarihî esvap gözleri aldatıyor." -Y. K. Beyatlı.
6. ayartmak, kötü yola sürüklemek, baştan çıkarmak, iğfal etmek: "Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır." -P. Safa.
7. Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek.
8. Oyalamak, avutmak.