byzantion'dan istabul'a uzanan, heyecen yüklü bir serüven...
saray burunu'nda atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset. avuçlarında antik bir para... ama ne bu ceset son kurban , ne de bu antik para son sikke... yedi kurban, yedi hükümdar , yedi sikke, yedi kadim mekân. ve tek bir gerçek: bu şehrin gizemli tarihi.
edit: kitabın arka kapağından alıntı.
ben'de lise 3.sınıfta edebiyat hocam sayesin'de tanıştım ahmet ümit'le bir beyoğlu rapsodisi , beyoğlunun en güzel abisi , patasana , sultanı öldürmek kadar olmasa'da güzel kitap , bitirmek üzereyim son 70-80 sayfa kaldı. tam olarak polisiye romanı değil'de bir tarihi roman gibi istanbul'u çok güzel anlatmış ahmet ümit referansları, kaynakları da çok iyi ama şunu'da söyleyeyim ara sıra sıkılabilirsiniz.