hazır kıtada olduğumuz için gece tatbikatı vardı. daha önce çalışma yaptığımız bir şeyi uygulayacaktık o gece. gizlice bir yeri silahlarla basacaktık. hedef olarak da biraz yukarıdaki nöbet kulübesi verildi. nöbetçilerin silahı da bizim silahlar gibi boş olduğundan bunu yapmanın bir riski yoktu. başladık nöbet kulübesini çevrelemeye. yavaş yavaş yaklaşıp kapıdan aniden girdik. karşımıza uykudan büyük bir korkuyla uyanan nöbetçi askerler çıktı. cidden o gece karşılarında bir sürü aniden nöbet kulübesini basan silahlı askerler görünce ödleri kopmuştu. komutan bunların uyuduğunu görünce hemen tutanak tutuldu. sonraki akıbetlerini bilmiyoruz, ama ciddi bir ceza almış olabilirler. çünkü pek hata yapılacak bir birlik değildi orası.
yine bir gün gece nöbete gidiyoruz. güya bir hat varmış alayın dinleyemediği. bu hattan nöbet tutan askerlere ulaşılıp haber veriliyordu beyler rahatça uyuyabilirsiniz nöbetçi subaylar devriyeye çıkmayacak diye. işte tam ben ve bir arkadaş nöbet tutarken böyle bir telefon geldi. öteki arkadaş duyar duymaz "abi ben uyuyorum, bilgi kesin. istersen sen de uyu" dedi. "yok ben nöbetteyken asla uyumam, bence sen de uyuma" dedim. zaten dışarıda hava soğuk, kulübe de sıcak, hazır kıta olduğu için yorgunluk çok olunca arkadaş bu sözü bile tam idrak edemeden uyudu. ben de bir süre sonra üzerimde gittikçe ağırlık yapan silahı ve kaskı nöbet kulübesinde çıkararak (aslında çıkarmak yasak nöbette) kenara koydum. bir süre sonra öylesine kulübeden dışarı bakınca yaklaşan askeri bir cipin ışıklarını gördüm. aracı görünce eyvah dedim, çünkü baskın bir denetlemeyi işaret ediyordu bu. arkadaşa panikle "kalk kalk devriye geldi" dedim, bir yandan kafama miğferi takıp silahı üzerime almaya çalışıyorum. panikten elim ayağıma dolaştı. yalnız uyuyan arkadaşa hayret ettim; adam uyurken nasıl giydi de fırladı birden dışarı. resmen jet hızıyla hareket etti. çıktı dimdik dışarı, araç dur komutunu verdi ve gerekenleri söyledi. sanki uyuyan o değilmiş de benmişim gibi. arkasında da ben vardım. araçtan inen nöbetçi subay ikimize de baktı ve gülümseyerek "çocuklar tam bir asker gibi hareket ettiniz. tetikte olmanız ve görevinizi iyi yapmanız hoşuma gitti gerçekten. sizlere teşekkür ediyorum, iyi nöbetler arkadaşlar" dedi ve daha sonra araca binip gitti. o arkadaş yalnız şok içindeydi; hani devriye gelmeyecekti, kesin bilgiydi diye söylenip durdu. sonradan olayın arkasını da öğrendik. o dinlenmeyen hat öyle bir dinlenmiş ki işte araçların normal olarak kalktığı yer değil de farklı bir yerden farklı bir askeri cip ile gelmişti durumu bilen devriye atan nöbetçi subay. neyse dua etsin o arkadaş ben vardım ki başı ciddi derde girmişti o gece.