insanın içinde bulunduğu zaman ve mekanda anlık olarak yaptıkları insan analizi aslında mikro ölçekte bir bilimdir. yani aslında analiz yeteneği olan insanlar bir nevi bilim adamıdır.
şahsi kanaatimce insan analizi konuşma ve gözlemleme yöntemiyle karşıdaki kişiden somut veriler ve bulgular elde etme, onları bireysel ve toplumsal minvalde kıyaslama, derecelendirme, ön yargıdan uzak bir biçimde yargılama, bütün elde ettiği veriler doğrultusunda o insan hakkında kendi zihninde bir düşünce oluşturma ve o insana karşı davranışlarını bu doğrultuda şekillendirmekten geçer. tüm bunların başında empati yeteneği elzemdir. empati yapamayan bir bireyin yaptığı insan analilzi hiçbir zaman başarılı bir analiz olmayacaktır.
bütün bunları yapabilen bir insanın hata yapma olasılığı sıfıra yakındır. bunu doğru uygulayabilen kişiler istisnai durumlar dışında her zaman, bireysel ve toplumsal ilişkilerinde başarılı olacaktır. örneğin evleneceği insanı doğru analiz etmiş bir kişi evlendikten sonra o kişiyle asla aşılamayacak sorunlar yaşamayacaktır.
kişilik analizi yapabilmeniz için bilim adamı, çok kültürlü bilge insanlar, 5000 kitap okumuş, 3 üniversite bitirmiş, 1500 iq sahibi insanlar olmanıza gerek yok. ortalama bir iq ya sahip olmanız yeterli. tek sahip olmanız gereken şey biraz sabır. dolayısıyla zaman...
o yüzden hiçbir insan hakkında acele karar vermeyin. bazen tüm deliller tek bir yönü gösterse bile aslında gerçek tam tersi yönde olabilir. kişilik analizinde erken karar vermek ön yargılı olmak demektir. o yüzden sabredip doğru zamanda analizin sonucuna varmanız gerekiyor.
diyelim ki karşı cinsinizden bir insanı analiz ediyorsunuz ve o kişiyle evlenme niyetindesiniz. emin olun o kişi size asla ilk günden size her doğrusunu ya da her yanlışını göstermez. gösteremez. zaman içerisinde doğrularını ve yanlışlarını görürsünüz. yalanı varsa topladığınız veriler sayesinde zaman içerisinde ortaya çıkarırsınız.
kişilik analizinde analizi yapılan kişilerin ağzından sözcükler delil olarak kabul edilmez. çünkü insanlarda yalan söyleme, abartma, kendini olduğundan farklı tanıtma, aldatma, kandırma gibi özellikler olabilir. o yüzden delil olarak kabul edilecek tek şey kişilerin davranışlarıdır.
her zaman sadece eylemlere inanın. kelimere asla inanmayın.
yani eğer bir kişi sizi sevdiğini söylüyorsa ona inanmayın.
o kişi siz üzüldüğünüzde sizden daha çok üzülüyorsa, siz mutlu ettiğinde dünyanın en büyük işini başarmış gibi gülümsüyorsa, sizi sizden daha çok düşünüyor, en zor zamanlarınızda size her zaman destek oluyorsa işte o zaman o kişinin sizi sevdiğine inanabilirsiniz. size hayatı boyunca seni seviyorum dememiş olsa bile sizi seviyordur. çünkü yaptığı eylem seven insanın yapacağı bir eylem.
yani kelimeler boştur. aslolan eylemlerdir...
kişilik analizinde de her zaman bakılması gereken şey eylemlerdir. yani aslında gözlem yapmalısınız. iyi bir gözlemci olmalı, yaptığınız gözlemler üzerinde düşünüp, doğru sonuçlar çıkarabilmelisiniz. o zaman kişilik analizlerini doğru yapar, kişilerle olan ilişkilerinizde hata yapmaz, yaşamınızı daha kolay bir hale getirir, daha mutlu bir insan olursunuz.
her insan kendi kaderinin tanrısıdır. mutluluğu çikolata yiyerek bulacaklarını sananlar, aldıkları kalorilerle kalırlar. asıl mutluluk bilimdedir. insandadır. farkındalıktadır. mutluluk gelip sizi bulmaz. siz arayıp onu bulursunuz.
önce kendinizle tanışın. beni neler mutlu eder sorunundan önce beni neler mutsuz eder sorusunu sorun kendinize. çünkü önce sizi mutsuz edecek şeyleri bulup pasifize etmezseniz, sizi mutlu edecek şeylere odaklandığınızda mutlu olduğunuzu sanarken o pasifize etmediğiniz şeyler sizin mutluluğunuzu engelleyecektir. sadece anlık mutluluklar yaşamakla yetinirsiniz. sürekli bir mutluluk yaşayamazsınız...
sizi mutsuz eden şeyleri pasifize ettikten sonra, sizi ne mutlu eder sorusunun ilk cevabı insandır. bir insanı en çok yine bir insan mutlu edebilir. insanlardan kaçamazsınız. onlarla bir arada yaşamak, onlarla iyi anlaşmak zorundasınız. dolayısıyla kişilik analizi bu yüzden bu kadar önemlidir...