Dün haberi ilk duyduğumda kanım dondu. En azından ağlamayayım diye, kafaya deli gibi günlerce takmayayım diye, videoyu izlemeyeceğim diye kendi kendime söz verdim. izlemedim, izleyemedim fakat yavru kedinin ne kadar acı çektiği aklıma gelince, benim canım yandı sanki ve bu kadın halimle öyle küfürler ettim, öyle beddualar okudum ki...
Ben bir hayvan severim, ben bir kedi annesiyim, ben kendi kedilerine balık verirken, diğer sokak kedilerini de balkonlarında toplayan bir anne babanın kızıyım, ben kar yağdığında yavru sokak hayvanları donarak ölmesin diye onları apartmanın sığınağına götürmeye çalışırken, minikleri kurtarıp, buzlaşmış yolda kayarak kendini sakatlayan, daha fazla hayvana yardım edemeyen bir beceriksizim. ben çevre yolunda 100 km hızla giderken arabamın altına atlayan kediyi kucaklayıp, hüngür sümük veterinere götürüp, öldüğü zaman saçımı, başımı yolan, keşke bugün evden çıkmasaydım diye kendine beddualar okuyan bir kadınım.
Biliyor musunuz, Ömrüm boyunca kedi, köpek sevmeyenleri anlamaya çalıştım da, onların önünden mamalarını, sularını alıp fırlatanları, çöpe dökenleri hiç bir zaman anlayamadım, Yaptıklarına Akıl sır erdiremedim! Bu insanlara göre yeryüzünde yaşamayı hak eden tek canlılar kendi türleri midir acaba!
Gelelim hayvanlara işkence eden, onların öldüren insanlara. Çok özür diliyorum, yanlış kelime kullandım! bunlar insan mı yahuu! Bunlar ( kusura bakmayın yine başlıyorum ) cibilliyetsiz, katıksız, bilmem neyin çocukları! lafım onları doğuran analara değil elbette, eminim ki onlar da bu oksijen israfı canavarları, şeytanın bile korkup kaçacağı iblisleri dünyaya getirdikleri için bin pişmandırlar.
Yarım saat önce haberleri okurken uykusuzluktan içi geçen, göz kapakları hunharca düşen ben, baktım bu psikopat katil salıverilmiş, oldum cin gibi,günlerce uyumuş gibi, geldiler yine bana gece gece.
Devlet büyüklerimiz, bakanlarımız yalvarıyorum size. o küçücük kedi ölürken dile gelse vurma bana! canım çok acıyor! bırak yaşayayım! annem akşam sütünü vermek için beni arıyordur! bırak yanına gideyim! bu gece de annemin koynunda uyuyayım diye yalvarırdı yaaa!! işte ben ondan daha çok yalvarıyorum, tabir-i caizse hayvan gibi yalvarıyorum, elinizi, ayağınızı öpeyim, şu hayvanlara şiddet, işkence konusundaki cezai yaptırımları gözden geçirin ne olursunuz! Şu herif mala zarar vermek suçundan diğerleri gibi 200 lira cezayla mı kurtulacak şimdi? Hadi diyelim olay sosyal medyada yankı uyandırdığı için bir tık daha fazlasını alacak, ya! duyulmayanlar? görüntülenmeyenler? bu kadar yankı yaratmayalar? mesela Beyoğlu'nun arka sokaklarında kediyi önce sevip sonra bıçaklayanlar... Ne olacak şimdi? Ben bu canilerle aynı havayı mı soluyacağım? onlarla aynı markete gidip, aynı raftan alışveriş edip, aynı sokakta mı yürüyeceğim? Bu adam aynı şiddeti yarın öbür gün eşine, dostuna, çocuklara, uygulamayacak mı? Unutmayın, Amerika da yapılan araştırmalara göre seni katillerin yüzde sekseni öncelikle hayvanlara işkence edip daha sonraları insan katlediyormuş!
Son sözüm şudur ki arkadaşlar, baktım kanunlar değişmiyor, terk-i diyar eyleyeceğim.
Edit: Sürç-i lisan ettiysek affola zira gecenin dördünde uykulu, okumadan yazdığım, son cümlesini bile uyanınca tamamladığım bir entry.