1950 yılında iktidara geldiğinde 27 yıldır cumhuriyetle elde edilen bütün kazanımları çöpe atmış liderdir. böyle olması rağmen, onun iktidara gelişi, türkiye'de o dönem demokrasi adına iyi bir gelişmedir. chp kendi iktidarını kaybetme pahasına olsa bile, cumhuriyetin devamlılığı için, seçimleri erteleme yoluna gitmemiş, elinde yapabilecek güç olmasına rağmen seçimlere hile hurda katmamış, iktidarı kendi elleriyle demokrat partiye teslim etmiştir. hatta demokrat parti seçimi kazandıktan sonra türk silahlı kuvvetleri,ismet inönü'ye adnan menderes'e darbe yapma teklifiyle gitmiş,ismet inönü, "milli iradeye saygı duyulmalıdır" diyerek bu teklifi reddetmiştir. iktidara geldiği gibi, yaptığı pek çok hamleyle türk devletinin sekülerliğine darbe vurmuş, "gerekirse şeriatı getiririz" diyecek kadar ileri gitmiştir. askeri alanda verdiği kararlarla ise, türkiye'yi, abd'nin eksen devleti konumuna getirmiş,türkiye'nin yıllarca belini doğrultamamasına sebep olan dış borçlanmayı bu ülkenin başına bela etmiştir. türk eğitim sisteminin günümüzde
önemli bir problemi olan imam hatip okulları da onun döneminde açılmaya başlanmış, bu okullarda kendilerini daha sonradan "siyasal islamcı" olarak tanımlayan öğrenciler yetişecek,demokrat parti sonrası dönemde, ülkedeki bölünmüşlüğün temel sebebini oluşturacaklardır.
zannımca, bu ülkeye eksileri, artılarından katbekat fazladır. tabii ki yine de bu idam edilmesine meşruluk kazandırmaz. keşke geldiği gibi gitseydi. en azından türk siyasal hayatı bu kadar yara almamış olurdu.