bir bölümde bunun dedesi kalp krizi geçirmiş idi. ortamın piçi takılan eleman * nadir bulunan kartlardan birini dedesinin gözü onünde yırtınca, yaşlılık bunalımından kartların ruhu vb. hedelere inanan adamcağız olduğu yere yığılmış, bölüm boyunca hayat-memat çizgilerinde takılmıştı. ben de olsam aynısını yapardım. alır hepsinin kartlarını, tasolarını yırtar, yıldızlarını belediye çöplüğüne atar, ağızlarına da birer tane patlatır, dedeyi de bütün bunları başlatan elebaşı olarak hapse attırır, zaten tanıdığım olan hapisane müdürünün odasında kahvemi alıp ikinci şoku kaldıramayacak olan dedenin ölümünü dudaklarımda tebessüm ve kahve aroması ile seyrederdim.