temas askin temelidir

entry1 galeri
    1.
  1. dağlar ayırırmış sevgilileri. uzaklıklar.. öncesinde sadece suratına bakılınca bile mutlu olunan sevdiceğin gül yüzü akla getirilerek avunulurmuş uzaklardan. sonra sevgilinin yumuşak saçları, parlayan teni, iç akıtan gözleri, hafifletip uçuran elleri kırbaç olur ççarparmış surata uzakların özlem acılarında. aşkı, tutkuyu, arzuyu artıran, özleme yenilmeme hırslarına insanı gebe bırakan bir özleme dönüşürmüş bu sonrasında da.
    sevgili "gel" dedikçe titrermiş içler, kıvrılırmış bedenler, üşürmüş tenler.
    "gel"lere alınamayan onca yanıt, anlayışı isyana dönüştürürmüş ardından. ve "gelme"ler başlarmış: "gelme, istemiyorum"lar...
    zaman hırsı sönsürdükçe "gel"in ve "gelme"nin kalbi soktuğu o darlık ve dargınlıklar, yerini dinginliğe bırakmaya başlarmış. onsuz bir hayata alışmak... ilk defa bunun zorunluluğu kemirmeye başlarmış tüm eti tüm kemiği. zamanla vahşi gözler, tutkulu ten, şefkat dolu saç ve sevgi dolu el unutulup anlamsızlaşırken; sevdicekten daha büyük görünmeyen dünya, birden bire esrarlarıyla ilgi çekmeye başlarmış. karı-kız, herif anlamında değil bu, her anlamda. ve yeni bilinmezliklerin içinde başka dünyalarda kendini kaybederken özlenen o aşk, artık aranmaz olurmuş. ve arada bir onu hatırlatan bir şarkı, bir göz veya bir cümlede anlamları kalırmış artık sadece...
    halbuki hırslarını isyana dönüştürmeden, tüm risk ve deliliklerine rağmen dağları geçenler; bir dakikalık temaslarda bile, ruhun tümünü aşkla yenileyerek dönerlermiş geri uzaklarına...
    burdan çıkarılan ana fikri- baba fikri: göz-göze ya da el ele, diz dize ya da omuz omuza, kol kola ya da üst üste; temas, aşkın temelidir.
    0 ...