Yavuz Turgul filmi olduğunu bilmesem, türk sinemasının yeniyetme, mesaj kaygısı taşıyan onu da eline yüzüne bulaştıran, popülist yönetmenlerinden birinin işi derdim, o derece kötü.
Baya büyük hayalkırıklığı.
Hiç gerçekçi değil,çok yapmacık. Çoğu karakter oturmamış, senaryoda bir amatörlük var. Roller herkesin üzerinde eğreti duruyor. Çokca klişeye düşülmüş, neredeyse her şey kör göze parmak sokarcasına anlatılmış. Gereksiz uzatılmış. Buna rağmen yine olay örgüsü oturmamış.
Şimdi sahne sahne, replik replik deşifre etmek de var ama gerçekten çok üzüldüm. Yapamayacağım.
Yavuz Turgul ki, Gönül Yarası'nı çekmiş bir yönetmen, keşke bu film onun kariyerinde hiç olmasaydı :(
iyi diyebileceğim nokta, Şener Şen'in oyunculuğu olmuş. Gerçekten saygı duyulası bir oyuncu ama o bile kurtaramış filmi, hatta öyle ki senaryonun çakmalığı neredeyşe Şener Şen'in oyunculuğunu bile baltalamış.
---Spoiler---
ilk sahnede Şener Şen'i görünce, eeee yine olmamış, hani bu adam gaddardı gayet naif bi ifade var yine yüzünde, bu nasıl acımasız iş adamı diyordum ki, sonraki sahnede Şener Şen konuşturdu acımasızlığını.
Annesini canlandıran Çiğdem Selışık Onat'ın karşısında saygıyla eğiliyorum. Filmde takdiri en çok hakedenlerden biri de o, hırslı,ihtiraslı,asil,otoriter anne rolüne cuk oturmuş.
Rutkay Aziz'i sevmem, burda da sevmedim..Fazlaca abartılı ve ukala buluyorum tarzını, antipatik geliyor bana. Burdaki karakteri de çok şekil şemal kaygısı güdülerek yaratılmış. Sürekli bir ben kadın severim, aşk adamıyım,şiirlerle yaşarım, güzel şaraplar tadarım, anı yaşarım vurgusu ne yazık ki günümüz dünyasında artık biraz içi boş geliyor.
Besim karakterini başarılı buldum. Eski kuşağın iş ahlakını,ticaret sevdasını güzel yansıtmış. Tip,tarz da çok başarılı. Zengin ama bir mütevazılık var, çok çalışkan çok disiplinli. Çok sadık. Aileye çok yakın ama onlardan değil. Aslında onları sevmiyor, içten içe nefret duyuyor ama oralı olmamaya çalışıyor, çünkü içinden geldiği kültür ona ne olursa olsun sen işini düzgün yap,onu her şeyin üstünde tut diyor. Öyle öğrenmiş. Hani diyor ya, " ben istesem içten içe sizi çökertemez miydim? Çökertirdim, ama öyle bir şey yapsam, babam da dedem de mezarından kalkar suratıma tükürürdü. Neden? Çünkü ticaret, çünkü iş, çünkü saygı...."
Bunlar dışında, filmde çok fazla ve yanlış/yerisz mesaj kaygısı vardı ama bir tanesi başarılıydı.
Filmin başlarında, Mazhar beyin satın almaya çalıştığı şirketin sahibi diyor ki;
"sen sanıyor musun ki böyle binbir rezillikle, türlü hilelerle ele geçirdiğin bir iş sana yar olacak, fayda getirecek. Tam tersi senin sonun olacak."
Keşke filmde buna daha çok ve daha güzel vurgu yapılsaymış, yani kapitalizmin acımasızlığına sözümona uyanıp işçi sınıfının yanında yer almaya çalışan bir iş adamının üzerinden değil de, bu mesaj ve ilahi adalet üzerinden gitseymiş hikaye.