yarayı ok$adıkça dökülüyor kabuklar) ... (diyemezsin
oysa belirsizliktir
ormanlarına pusu kurdurtan hayvanları. Kim bilir
hangi çağın karanlığında iki ate$ böceği
gibi iki omzuna konmu$tuk sevgili siyahını öpecek
ve ölecek olan, kanını
terine ni$anlanmı$ o yaralı delikanlının.
hayır, bugün inanmıyorum ben gitgide büyüyen ellerine
ellerin büyüdüğü $ehirlerde
gözlerin ettiği sözleri kesme cüreti gösterilir
ve o kesilen sözlerin üstüne
oğlanlardan yüzülmü$ ipek tenden tüller serilir
gümü$ yünden ku$lar örtülür
gideceksin. belli. git o halde seni çağıran beldeye
benim ilmim sistir de!
benim ilmim suçtur de!
ve unut sonra o iki ate$ böceğini
kaldır ba$ını ardından
gökyüzünde tek bir ate$ böceğinin
bölünüp
kendisinden iki ate$ böceği olu$unu
$a$kın bakı$larla, utanç içinde gözle!
benim sisim sensin de!
benim suçum sensin de!
belli belirsiz bir okyanus beni üstlensin
yarayı ok$adıkça dökülen kabuklarla dolu sesinde!