yemek: geza (arapça geda dan gelir bizim gıda dediğimiz şey)
yer: ca
halk: merdom
gökyüzü: aseman
gökkuşağı: renginé keman
bal: esel
pencere: pencere (deriçe edebi bir kullanım)
kar: berf
berber: arayişger
ihtiyar: pir
felek: felek, ruzegar
not: osmanlıcayla ve divan şiirindeki kullanımlarıyla karıştırmayalım. yeni başlayanlar bu kelimeleri kullansa iranlılar bir tarafıyla gülerler.
(telaffuzlar ingilzce fonetiğiyledir)
merhaba!: salam!
nasılsınız?: chetor hasteed?
iyiyim: khoobam.
kötüyüm. badam.
nerelisiniz? : ahlé koja hasteed?
....lıyım: ahlé .... hastam.
kaç yaşındasınız?: chand sal dareed?
... yaşındayım: .... sal daram.
ne iş yapıyorsunuz: shoghlé shoma chist?
afedersiniz: bebakhsheed.
iyi günler: ruzé khoobi dashteh basheed?
günaydın: sobh bekhayr
iyi akşamlar: shab bekhayr
ne güzel entry yazdım be helal olsun valla bana: che sabté khoobi navashtam. halal bar man be khoda:)
bu arada osmanlı sarayında iranlıların çok olduğunu da yeni öğrendim. nasıl oraya kadar öldürülmeden gelebilmişler pes doğrusu. farsça sarayda iranlıların çok olmasından değil sadi, hafız, firdevsi, baba tahir, gülşehhri, nizamı ve adını sayamayacağım bir çok kuvvetli şairin osmanlı aydının yaşam biçimine etki edebilecek derecede çarpıcı ve kalıcı eserler vermesiyle tutunmuşutr.