Kendisini gerçek hayatta da tanıma mutluluğuna erişmiş birisi olarak gururla diyebilirim ki, tertemiz yüzlü, güzel sözlü, hiç hilafsız ve ironisiz bir şekilde gerçekten de en güzel duyguların adamı. Adam gibi adam, olması gerektiği gibi insan. Kin tutmayan, duygusal, naif, samimi, bonkör ve daima öğrenmeye aç kişilik. Ölümüne sevdiğim ve ölümüne en çok ağladığım insan... Serdar Ortaç gibi asker kaçağı, ciğeri tek para etmez abuk subuk insanların her zaman yaptıkları fırsatçılık ve hamasetlerinin kurbanı... Türkiye'nin yetiştirdiği gene hilafsız en büyük müzisyenlerden bir tanesi. Onun ölümü ülkeden sürülmesiyle olmuştu zaten, nefes almayı bırakması sadece teferruattan ibaret kaldı...
Evet aradan 10 sene geçti artık, Ahmet Kaya yok, protest müzik yok, içimize işleyecek, bizi komaya sokan şarkıları üretecek kimseler yok... Sadece Ahmet kAYA'mı? Cem Karacalar'da yok, 'ibne' Zeki Mürenler'de yok! Artık ne Sezen Aksular'da eski Sezen, Ne de Orhan Gencebaylar eski Orhan...
Ama hala Serdar ortaç gibi, ibrahim Tatlıses gibi mesnetsiz, riyakar, iğrenç kişilikler, kargaşalarda kendilerine yol açmak için her türlü pisliği araç edinen bu mahluklar var! Üstelik artarak yer buluyorlar kendilerine bu topraklarda...
Ama hala ortalık memleket, din gibi konuların üzerinden siyaset yapan, kendi ceplerini doldurmaktan ve vatanı peşkeş çekmekten başka gayesi olmayan itlerin çiftliği...
Ama hala bu şereften muaf azınlık topluluk tüm gözüdönmüşlükleriyle, hırslarıyla, doğuştan saf ve masum, kasti olarak da cahil bırakılmış halkımızı, yani bizi, hepimizi, kandırıyorlar! Aldatıyorlar! Aşağılıyorlar! Sömürüyorlar! Eziyorlar! Sonra bizden aldıkları vergilerle, haraçlarla gene bizlere hediyeler veriyorlar! O kadar aşağılıklar ki üstelik, bize ekmek, kömür, bulgur vererek yapıyorlar bunu! Ve bununla övünüyorlar bir de utanmadan!
Ama hala insanlığın yüz karası bu kitle, yani tüm kurum ve kuruluşlarıyla gizli veya açık devlet ömründe kitap yüzü görememiş, günde 16 saat asgari ücrete çalıştırılan insanların içinde bu durumdan bıkanları buluyor özenle! Sonra dayıyor hezeyanlarını biteviye bunlara! Ahmet Kaya düşmandır diye inandırıyor! Size inanmayanı öldürün diyor! Bu Ateisttir, bu yobazdır, bu komünisttir, bu mustafa kemal'i put yapmıştır bu mustafa kemal'e küfretmiştir diye vurdurtuyor birbirlerine bu fraksiyonları farklı fakat açlıkları aynı insanları!
Ama hala insanlıktan pay almamış bu güruh, okutmuyor, öğretmiyor, itinayla cahil bırakmaya devam ediyor! Doğuya okul yapacağına gidip yahudiye satıyor! bizlere balık tutmayı öğreteceklerine, bizden aldıkları balıkları sanki lütufmuş gibi bize hediye ediyor! Çünkü öğrenmemizi istemiyor Nazım Hikmet'in de Necip Fazıl'ın da bu coğrafyanın en güzide iki şairi olduğunu!
Ama hala kendi pislikleri içinde boğulası bu azınlık, deli dumrulculuk yapmaya devam ediyor! Tutuyor köprünün ortasını, kendi vatanımda, asyadan avrupa'ya(!) geçmem için bana haraç kesiyor! ilacımdan vergi alıyor! Sigortam yoksa beni ölüme terk ediyor! asgari ücreti 500 ekmeğe eşitliyor! işine gelmeyen defolsun gitsin diyor! Defolup gitmiyorsa sesini kessin diyor! Sesini kesmiyorsa copla diyor! O da yetmezse biber gazı sık diyor! o da yetmezse al gözaltına s.k anasını diyor! Fişle diyor! DEVLET DAiRELERiNE ALMA DiYOR! gazeteleri susturuyor! interneti sansürlüyor! insanları birbirine düşürüyor! Devlet yapıyor bunu! Hem gizli hem de açık olanı yapıyor! iktidar ve muhalefet yapıyor! Para kimdeyse düdük onda diyenler yapıyor! TÜSiAD, MÜSiAD, ISO,ATO hepsi birden yapıyor! Hepsi de aynı oranda yapıyorlar üstelik! Sonra çıkarları çatışınca da bu sefer birbirlerinin üzerlerine saldırıyorlar! sonra da utanmadan demokrasi için tüm bunlar diyorlar! Türban demokrasi için, Türban yasağı demokrası için, Laiklik demokrasi için, Laik olmama hakkı da demokrasi için! Asker demokrasinin devamı için, asker demokrasinin önünde en büyük engeli korumak için! Ulan açlığın dili olur mu? dini olur mu? vatanı olur mu? türbanı, mini eteği olur mu? Açlığın Allahı olur mu ki nerde kaldı demokrasisi olsun be!
Ve en acısı da şudur ki, hepimizin açlıktan başı dönmüş, açlıktan sığınmışız Allah'a, vatana! dindarlığımızın dahi bilinçaltında yatan işte bu açlığımız, cehennem korkumuz! Evet belki samimiyiz biz bu dindarlığımızda ama o kadar cahiliz ki onların samimiyetsizliğini göremiyoruz bir türlü! O kadar açız ki umrumuzda değil bizim bu düzenin bozukluğunun yapıtaşları! Bizim hergün ekmeğimizi, arpamızı kömürümüzü versin bu devlet bize yetiyor da artıyor bu! Müslümanız çünkü, kanaat etmek sevap, isa'nın öyküleriyle büyümüşüz fakirler ötede kazanacak!
Ahmet Kaya ölmüşse ne olmuş ki? hem hepimizin sonu değil mi toprak!