hayatta hiç bir şeyi seçemeyiz. yalnızca hayatın bizlere verdiklerini değerlendiririz biz. o konuda bile sınırlıyızdır çünkü hayat hiç bir şeyi tam olarak bizlere sunmaz. hep al birazını der.
o kadar bize karşı saygısızdırki bizi o seçer, o tazecik bedenimizle ana rahminden çıkmamızla, bir karmaşanın içine savurur bizleri.
ismimizi dinimizi milliyetimizi annemizi ve daha sonra başımıza gelecek herşey, işte ana rahminden sıyrıldığımız anda düştüğümüz yerde yazılı olarak duruyordur.
biz ise bir bebek sevinciyle karşımızda bekleyen bu zalimliğe gülümseriz ama hayat asla bize gülümsemez, er yada geç kaldıramayacağımız bir belayı başımıza sarar.