Rivayet edilir ki Ayasofya ilk olarak inşaa edilirken şehirde bir kehanet dileden dile dolanmaktadır. Tanrı yeni bir elçiyi Dünyaya gönderdiği zaman kilisenin kubbe çökecek ve asla tamir edilemeyecektir. Hz Muhammedin doğduğu yıl kubbe çöker ve tekrardan inşaa edilmeye çalışır fakat ne yapılısa yapılsın yeninden çökmeye devam eder, bunun üzerine kilise papazını çağırarak bir çözüm bulmasını isterler. Papaz kehaneti anlatır fakat halk bu hikayeye öfkeyle karşılık vererek papazın ölüm cezasına çarptırılmasını sağlarlar. Tam 43 yıl kilisenin çatısının tamiri için uğraşılar fakat başarısız olurlar, kubbe sürekli çökmektedir. Bu sıralarda istanbul'a gelen bir gezgin kendisini peygamber ilan eden birisinden bahsetmeye başlar. insanları kendi inancı ile etkilediğini ve yeni bir din ile onlara önderlik yaparak Tanrının yeni yol göstericisi olduğunu söyler. Bu sözler kulaktan kulağa yayılarak o dönemki kilise papazının da bu hikayeden haberdar olmasını sağlar. Bunun üzerine hem kendini yol gösterici olarak ilan eden kişiyi görmek hem de kehanetin gerçek olup olmadığını test etmek için Hz Muhammedi uzun uğraşlar ve aylar süren bir yolculuk ile bulur. Hz Muhammed onun geleceğinden haberdardır eline bir kireç alır , içerisine tükürür ardından papaza vererek inşaa edilen kubbenin bu kireç ile tamamlanmasını ister. Papaz denileni yapar ve o zamandan itibaren Ayasofyayı hiç bir deprem , savaş veya yıkıcı bir felaket yıkamamıştır.