gerçekten olma olasılığında, allah kimseye ait değildir, aksine insanlar allaha aittir. eğer bahsedilen şey din ise de din araplara değil tüm insanlara aittir, isteyen inanır istemeyen inanmaz, bazıları çarpıtarak inanır, bazıları geleneklerini katarak inanır, bazıları sorgulamadan inanır, bazıları düşünmeden inanır ve sonunda belki de inandığını düşündüğü şeyle alakasız bir şeye inanmış olur veya belki de olmaz; cevabını kesin olarak verebilecek kimse yoktur, mantıklı yaklaşımlar vardır sadece. ben bir türküm ve inanan bir insanım, o peygamber inanan herkes kadar benim de peygamberim. iran'da insanların artık ezan sesinden bile tiksindikleri veya kabenin etrafındaki lüks otellerde her türlü sapkınlığın gerçekleştiği bilinen bir şey, sonuçta isteyen istediği hayatı sürdürür, eğer bu din gerçekse de ölümden sonra cezasını çeker. ayrıca müslümanlığa göre zaten hristiyanlık ve yahudilik de allah'ın önceden yollamış olduğu dinlerdir, ortada hakim olamama gibi bir durum yoktur. hem dinin amacı insanların özgür iradesiyle dine inanmasını sağlamaktır, insanlar inanmıyorsa bunun allah'ın olmamasıyla bir alakası yoktur, tıpkı eğer herkes inansaydı bu durumun allah'ın varlığını kanıtlamayacağı gibi.
edit: kuran'ı okumak yerine arapların kendilerinin bile uymadıkları gösterme kurallarına, arap geleneklerine göre yaşamak isteyen insanları pek de sevmeyen birisiyim. müslümanlığı anlamak için kuran yeter. bu bağlamda arapların yaşadıkları farklı bir din ve inandıkları farklı bir şey olduğunu düşünmekteyim çünkü insanları pislikten çıkarmak için gelmiş bir dinin bir pislik ve yobaz yuvası oluşturmuş olabilmesi bana mantıksız geliyor.
