4.
-
ne kadar ekmek o kadar köfte nidasini aklıma getirten boktan bir yazar olsam sadece bakınızla geçiştiriceğim olgudur.
üniversiteleri bilim ve özgür düsüncenin merkezleri yapacağimiza siyasi partilerin paf takımlari yapmadik mi?
mezarda emekliği daha yedi yasindaki adami sigortali yaparak bir takım kurnazlar davet etmedi mi?
hizli bir kültürsüzleştirme programi ile bireylerin önüne duvarlar örmedik mi?
toprağina tasina denerek hamasetşlerden baska birşey verdik mi?
tüketmenin ayip ve günah mıhsıctılığı baştaci etmedik mi?
utanmadan eğitimli bireylerin dayisi olmadan bir yerlere gelmelerini engellenmedi mi?
üc kurus menfaat olmayan menfaatlerin ugruna ülkenin dibine kısır tartişmalarla bulaştirilmadi mi?
hiyarlardan daha cok hiyarliklar edilmedi mi?
edildi edilmedi değil.
sosyal hak olan sigortayi bile lüks gösteren köy kurnazlarinin oyunlarina cok gelindi ve gelinecek.
kısa vadeli basarilari bastaci yapmiyor muyuz?
bizim zamanimizda diye baslayan söylevler ile sahte utopik cennet yaratip gencleri olduklarindan daha değersiz hissettirmiyor muyuz?
geleceğinden umudu kalmamöiş geleceğine korku ve utancla bakmak zorunda kalan bireyler elbette kendini oyuna vurur.
ne yani sizin gibi 40'inda yapacaği işleri 20'sinde, 20'sinde yapacaği işleri 40'in da mi yapsinlar?
fazla uzatmaya gerek.
hamasetle karin doymaz.
vatan sevmek bir meslek değildir.
vatan için calişmak bir meslektir.
bir ufuk acamiyorsaniz eğer bari tenkit etmeyin.
yahut mutemed ali riza efendi'nin cevresi gibi olmayin.
vel hasıl-ı kelam babalarin günahini cocuklar ceker...