ahlak; din olmadan hiçbir şekilde rasyonel bir temele oturtulamaz. dolayısıyla, ateizm doğası gereği hiçbir zaman ahlakın rasyonel bir temellendirmesine sahip olamaz. fakat, tepkisel türk ateistleri, ateizmin bu sorununu bir türlü kavrayabilmiş değiller. bu sebeple, her ne zaman ateizmin ahlak sorunu gündeme taşınsa, bütün ateistlerden organize bir biçimde aynı mantıksız izahlara maruz kalıyoruz.
örneğin, ahlak sorununu ateizm ve ensest açısından mı ele aldınız? ahlak felsefesi nedir, aksiyoloji nedir bilmeyen tepkisel ateist kitleler tarafından şu saçmalıklara maruz kalacaksınız:
-ne yani sen müslüman olmasan anana, bacına mı halleneceksin?
-orta doğu'daki ilişkilere bakarsan kimin ensest olduğu ortada ;)
-ya sizler ne kadar iğrenç insanlarsınız ya!1!!!1
-ahlaklı olmak için, dine ihtiyacım yok, tamam mı?!111!
-ahlak toplumsaldır, tamam mı?1!!!
-ahlak evrimle açıklanabilir!1!1
-ahlak biyolojiyle açıklanabilir!!!11
işte, bir daha türk ateistlerin bu saçma sapan safsatalarına maruz kalmayalım diye, yabancı ateistlerden örnekler getirdim. türk ateistlerine ''adamın gol diyor'' şeklinde getirdiğim bu örnekler, umarım artık konuyu kavramanıza yardımcı olabilir.
işte, bazı ünlü ateistlerin ahlak hakkındaki görüşleri:
-friedrich nietzsche: “ondan, temel bir kavramı, allah’a inancı çekip aldığınızda, bütününü mahvedersiniz: artık zorunlu hiçbir şey elinizde kalmaz... onun ancak allah’ın varlığı doğruysa bir doğruluk değeri olabilir; o, allah ile ayakta durur, allahsız çöker”
-Jean-Paul Sartre: ''tam tersine, varoluşçu için allah’ın var olmadığı fikri oldukça huzursuzluk vericidir, çünkü o’nla beraber rasyonel bir zeminde değerler için zemin bulma olasılığı da yok olmaktadır. bu, bunu düşünecek sonsuz ve mükemmel bir bilinç olmadığı anlamına geldiğinden, baştan kabul edilebilecek bir iyilik de yok demektir. sadece insanların olduğu bir zeminde olduğumuzdan; hiçbir yerde iyiliğin var olduğu, kişinin dürüst olması veya yalan söylememesi gerektiği yazmaz. dostoyevski “allah olmasaydı, her şey serbest olurdu” diye yazmıştır ve bu da varoluşçuluğun başlangıç noktasıdır. gerçekten de allah yoksa her şey serbesttir ve bunun sonucu olarak da insanın bir dayanak noktası yoktur...''
-richard dawkins, başkalarına merhamet duymamızın “darwinci hatalar: mutluluk veren, değerli hatalar” olduğunu ifade etmiştir.
-Lawrence krauss: "Bir erkek kardeş ve bir kız kardeş birbirlerini seviyorlarsa ve doğum kontrol yöntemlerine başvuruyorlarsa ve bu durum başkasına zarar vermiyorsa; ben bu durumu eleştirmem!"
-michael ruse: ''çocuk tacizinin ahlaken yanlış olduğunu söyleyen adam, 2+2=5 olduğunu söyleyen adam kadar yanılıyor.''
-michael ruse ve edward wilson’ın şu sözlerini de aktarayım: ''cambridge’li felsefeci g. e. moore tarafından bu yüzyılda popülerleştirilen bir ifadeyi kullanmak gerekirse, evrimsel etikte var olandan olması gerekene geçiş yapıldığından “natüralist yanılgı” (the naturalistic fallacy) suçu işlenmektedir. ahlak bize ortak hareket etmemiz için genlerimiz tarafından yutturulan bir illüzyondur. hiçbir dış temeli yoktur. ahlak, evrim tarafından oluşturulmuştur, fakat onun tarafından temellenmemektedir. aynı machbeth’in hançeri gibi gerçekte var olmadan önemli bir amaca hizmet etmektedir. illüzyondan bahsederken, ahlakın hiçbir şey olmadığını ve tamamen bir hayal ürünü gibi düşünülmesi gerektiğini savunmuyoruz. machbeth’in hançerinin tersine ahlak insan türü tarafından paylaşılan bir illüzyondur… ahlakın objektif bir temeli yoktur, fakat biyolojik yapımız bizi öyleymiş gibi düşünmeye sevk etmektedir.''
evet, konu hakkında türk ateistlerin izahlarını da ünlü ateistlerin izahlarını da paylaştım. şimdi karar sizin. umarım türk ateistleri kalkıp da nietzsche'ye de çemkirmezler. ''sen bıyıklarını anana sürtmek için mi uzattın pis niçe !!!!!!''