ulusal sol

entry47 galeri
    30.
  1. en sonunda enternasyonalist işbirlikçilerin maskesinin düşmesi iyi oldu. marks'ın; ingiliz emperyalizmini, hindistan'daki kast sistemini kırabileceği için desteklediğini bile bile hala davasını bu kadar azılı bir şekilde savunmak ya gerçeklikle bağlantısını tamamen kaybetmiş bir zihne ya da dogmalara taşlaşmış ve artık yargı yeteneğini tümüyle kaybetmiş bir beyne sahip olmayı gerektirir. iki kesime ait birey de bizim küresel enternasyonalistlerimizde mevcut olduğuna göre hangi çerçeveye ait olduklarını, hiç olmazsa biraz serbet düşünce yetenekleri kalmışsa kendileri karar versinler, biz bu yetkinlikleri hususunda pek umutlu olmasak da. zira birbirine karşıt ve bağıntısı olmayan iki farklı olguyu tartışmada boğulup kaldıklarını ispat etmek istercesine birbirine bağıntılamak yoluyla açıklamaya çalışmak gibi çocukça bir yönteme gitmeleri acizliklerini gösteren bir delil olarak karşımızda duruyor. bu tartışmanın kalitesini düşürmekle kalmıyor, kendilerini de bizim gözümüzde küçültüyor, saygı duymakta yavaş yavaş zorlanır duruma geliyoruz.

    ezilip, büzülerek hindistan konusunda marks'ın görüşlerini aklamaya çalışırken verdikleri örnekler olguları yorumlama konusunda kadar zayıf olduklarını gözler önüne seriyor. siz marks'ın bu masumane bulduğunuz hatasının cevabını ingiliz botları altında ölen yüzbinlerce hintliye verin. bu mantıkla güney doğu'da bir türlü çözülemeyen feodal aşiret sistemi de belki marks'ın bahsettiği gibi emperyalist politikaların devreye girmesiyle düzenlenebilir ne dersiniz. bu kadar büyük hataların hala küçük ayrıntılar olarak ele alınabilmesi zaten bizim işbirlikçi ezberci enternasyonalistlerden beklenecek bir tavırdı, bu da ziyadesiyle karşımıza çıktı. kapitalist gelişmesini tamamlamamasına rağmen marks'ın irlanda'yı "ulus" olarak tarif ederken diğer tüm doğu halklarının yaptığı özgürlük mücadelesini kabile ayaklanması olarak görmesi de başlı başına tesadüf heralde. avrupacı seçkincilikle ne alakası olabilir yoksa değil mi ama. kimi uluslara devrim konusunda biraz daha fazla sempati beslemesi normal ne de olsa. irlandalılar bir yana dünyanın bütün ulusları diğer yana. bu arada bağıntısı olan bir konuya geri dönmekte yarar var, marks'ın hint çıkarımı tek bir olgu olarak ele alıp önemsemeyenlerin, osmanlı rus savaşı'nı önümüze tek bir olgu olarak getirmekten başka bir savunma yapamadıklarını da farketmemiş değiliz. ne ilginçtir ki bu savaşta osmanlı'nın müttefiklerinden birinin de doğu sorununda emperyalist bir politika takınan ingiltere olması ne tesadüf değil mi. yani marks'ın hint sorununda destek verdiği ingiltere. marks'ın 20 yüzyıl baştan sona kadar sosyalist devrimler yüzyılı olacak öngörüsünün fos çıkıp çuvallamasını, rus tkaçev'in "devrim batıdan değil rusya'dan doğabilir" iddiasına karşı, engels'in "tkaçev'in daha hala sosyalizm'in alfabesini öğrenmesi gerekiyor" cevabıyla tarihin gösterdiği yöne karşı düştüğü komik durumu göz önüne alırsak, dünyanın gidişatı ve tarihsel olguları yorumlamaktaki beceriksizliklerinin hocalarından bizim emperyalist marksist zevatta miras kaldığı gözüküyor. ikinci enternasyonalistin avrupa seçkinciliğini ifşa eden kararları ile marks ve engels'in görüşleri arasındaki mevcut paralelliği algılamak tarafsız değerlendirme yetisine sahip bir insan için pek zor olmasa gerek. yoksa sizin için zor mu.

    anlaşılıyor ki tek olgu olarak algıladıkları için pek bir önemsemedikleri tarihi gerçekliğe karşı bir örnek daha vermemiz en azından kendileri caçısından aydınlatıcı olacak, zira sayılara takılmışlıkları var. marks'ın ingiliz sömürgeciliğinin çin'de mançu hanedanının yılılmasındaki katkıları ile ilgili görüşleri ile de ilgili olarak bir zahmet açıklama getirebilirler mi acaba. alın size ikinci bir olgu daha. bunun da yetinmezlerse devam da edebiliriz. ama herşey yavaş yavaş, fazla da yüklenmeyelim sizlere. cevabını merakla bekliyoruz. ama lütfen basit, buram buram kör itikat kokan saçmalıklardan ziyade inanılır ve açıklayızı bir izah olsun. zira kendilerinden iyi emperyalizm, kötü emperyalizm diye ayrımın olduğunu ve marksizm açısından bunun pek bir üzerinde durulması gereken hata olmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.

    gerekirse lenin konusuna da gireriz ama daha temelde bu kadar açık veren bir zihniyetin fikir yapısını afişe etmek, yanlışlarını gözler önüne sermek epey bir vakit alıyor doğrusu. yazdıkça yeni zırtvalar yumurtlamaları konunun uzamasındaki en önemli etken. olurya bir gün lenin konusuna da gelirsek lenin'in mümkün olsa mezarından çıkıp, kendini leninist gören zevatın peşinden sopayla koşturacağını da anlatacağız ama bu da başka bir romanın konusu.
    0 ...