bügun daha farkındayım açık gözlerimin...
demin doktorda söyledi bugün kol saatimin duruşunun 31. günü...
yatagımda baglı uyusuk bir vaziyetteyim bağırmaya çalışıyorum iğnenin her zerkedilişinde damarlarıma tüm suskunluklarımla beraber.
kafese hapsedilen serçeler neden ölüm orucu tutarlar.
özgürlük dediğimiz acaba bir kız ismimi.
etrafımdaki kalabalık benim yalnızlığım mı?
ellerim yataga bağlı iken nasıl yemek yenir.
ben yatağımda bağlı iken neden dışardan koşuşturma sesleri geliyor...
acı çekmelerimiz midir, sokataki kedilerin çöpleri karıştırması.
kollarım neden mosmor. acaba hayat mı renkleniyor.
peki o zaman nedir bu siyah beyaz rüyaların manası.
aynalar iç organlarımızı gösteren şeylermi?
avuç içlerimdeki bu dikiş izleri acaba neyi anlatıyor pencereye konan güvercinlere.
yan odadan gelen şarkılar neden gözlerimi kamaştırıyor bu kadar...
hep beyaz önlüklu cellatlarmı çalacak kapımı.
yine o beyaz önlüklü celladın anlatığı hıdırellez bayramları mıdır benim ölümüm?
yalnız değilim galiba bu dünyada.
küfretmek bir tek dışarda mı illegal.
uzun bir zamanı ifade ediyor olsa gerek üzerimden süzülüp giden ışık.
martılar ellerinde ne taşır vapurların arkasından uçarken...
adamın birini digerine arkadaşım derken duydum.
acaba ne demek ah bir bilebilsem.
arkadaşlık güzel bir çiçek midir.
acaba bülbüllerin kanı ilemi boyanmıştır.
insan denen şey nasıl bir nesne.
duyuyorum evet! duymak ne anlama geliyor.
bugün kol saatimin duruşunun 31. günü ben yavaş yavaş karanığa gömülüyorum.