tünel ekibinden bir personel çıkış alacak, dün akşam beni aramış, dikkat etmemişim, adam durumu anlatacakmış meğer, tevafukla denk geldik sabah
- şefim çıkış alıyorum, yanımda olur musunuz? dedi.
elbette mustafa ağabey dedim, muhasebeye birlikte gittik, ibraname bugüne yazılmış bile...
23.09'tarihinden bugüne çalışmış olduğum işyerinizden 09.11 tarihinde ayrıldım, hafta ve genel tatile ve yıllık iznime ait bütün ücretlerimi sosyal hakkım, ayrılış esnaesında hak etmiş olduğum istihkaklarımı eksiksiz aldım, bak adını soyadını da yazdık mustafa haydi imzala.
ibranameyi elime aldım, toplamda 12 satır var yok, yaklaşık 10 dakika a4'e baktım, bekledim ki muhasebe sorumlusu biraz olsun utansın/kızarsın.
elbette ki kızarmadı...
x bey, merhabalar dedikten sonra, milyon dolarlık soruyu sordum, gece çalışmadı mı bu adam? içeride izin hakkı yok mu, mesaisi vesair çıkış tarihi bugün?
- hemen düzeltelim.
- 5 gün izini var ekleyelim.
ufak aritmetik yaptım da 5 değil gece çalışmış olmasından mütevellit 10 gün izin hakkı olması gerekiyor dedim tebessüm ettim mutlak dogruya erişim iddiamı devam ettirdim.
- a evet mustafa gecedeydi değil mi? dedi
ve ben ibranameyi yırttım.
evet fularlı kenar süsü, gecedeydi, hani sen gece çalışma izni ve vardiya listesini düzenliyorsun ya her ay, o'nun adını geceye sen yazıyorsun. yani farkında olmaman söz konusu değil. o 'aftermarket' kişiliğin ve vicdanın ile seni kutluyorum demeyi çok istedim aslında.
mustafa ağabeyin o masaya serili haklarının maharetle düzeltilmesine şahit olduk.
iyi çalışmalar dilerim cümlemin ardına eklediğim tebessümde ise çok şey gizliydi,
algısı açık, kavrayabilene...
'insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı' yani trajikomik bir tiyatro/ahlak deneyi yaşadık bu sabah.
dua denizinde, ufak bir duadan nasiplendik belki ama kötü hissettik tabiatı ile.
Allah bizleri iyi insanlarla karşılaştırsın değerli arkadaşlarım.