şiir denemeleri

entry184 galeri
    159.
  1. saat dört sigarasının filtresinden yine seni öpüyorum
    sonra seni son görüşümü hatırlıyorum
    kaçıyorsun benden
    bir zamanlar ki ah o zamanlar
    sımsıkı sarardın yüreğimi
    buna bolca şâhit var
    sıradan bir orkinosa sorabilirsin haliç’deki
    mâzi, mâzimiz iki kelimeyi yutuyor
    tek bir kelime doğuruyor
    sen ve ben yok
    biz oluyoruz o eski zamanların prangasıyla
    benden kaçıyorsun
    çünkü sen de atışlarını duyuyorsun
    gözlerim kararıyor sen bana bakmadıkça
    ellerimi koyacak bir yer bulamıyorum
    düşüp bayılmak en kolay yol oluyor
    inanmazsan haliç’e hattâ orkinosa sor

    seni hatırlıyorum
    seni çok net hatırlıyorum
    ama hayâl meyâl görüyorum
    sesin binlerce yıl uzaktan
    girit’deki bir miken kasabasından geliyor
    binlerce yıl özlüyorum
    sonra bir zaman makinesi îcât ediyorum
    ne yazık devlet ödenek vermiyor
    projede kalıyor sana yolculuk
    annem üzülmesin diye geceleri ağlıyorum

    sokakları hiç bu kadar karanlık görmemiştim
    ve hâlâ çoraplarımla uyurum biliyorsun
    hâlâ olur olmadık seni ararım biliyorsun
    seni çok sevdim, seni çok sevdim

    girit’de bir ağacın altında beni bekliyorsun

    şu zaman canımı çok yaktı
    sen sâdece can yanmalarımı döküyorsun
    mısrâlarım alevlenmeye hazır bir kor gibi
    bekliyor senin nefesini

    daha perde kapanmadan yüreğini bir başka oyuna açıyorsun
    ardında mezarsız bir ölü bırakıyorsun

    yağmurlu bir vefâ akşamı sana vedâ ettim
    sonra kıta değiştirdim
    kalbimi yeşerten, bana yaşamayı öğreten
    sen
    bursa manzarası eşliğinde, tophâne’de
    ölüm haberini verdin bana
    kendi sesinle
    sel oldum birden yağmur bastırdı
    apar topar seni gömecek bir yer buldum
    mezarına benden başka kimse toprak atmadı

    hayat insanı hırpalıyor
    hayat insanın sevdiği için saçını çekiyor
    hayat insana neler neler öğretiyor

    beyoğlu sokaklarında bir kadını çok kolay kaybedebilirsiniz.
    1 ...