deniz gezmiş'i anlamak gerçekten zordur. onla ilgili fazla kitap okumadan diziye bağlı kalarak atıp tutmak boş iştir. denizler 6. filoyu denize dökerken sağ görüşlü öğrenciler onları engellemeye çalışıyordu. şimdilerde ise abd karşıtı kesildiler. o zamanlarda abd askerleri istanbulu genelev gibi kullanıyorlardı. istedikleri zaman gruplar halinde taksime gidiyor, ortalığı birbirine katıyorlardı. vietnam kasabını dünya lanetlerken, türkiye en lüks makamlarında ağırlıyordu. her yerde abd yanlısı propagandalar yapılıyordu. denizler tepki koymasa, halkın çoğu gibi uyumaya devam etseydi sahipsiz kalan ülkemizin bağımsızlığı iyiden iyiye yok olacaktı. 1946da avrupaya olan borcumuz bitti. fakat daha sonra menderes, demirel ve onu takiben gelen politikacılar yeniden borçlandılar ve ülke bugünlere geldi. denizlerin anlatmak istediği şey işte buydu. politikacılar kendi cebini doldurup halkı günden güne fakirleştirdi. denizlerin amaçları tabiiki dünyada kapitalizmi bitirmak olamazdı. sadece ülkelerinin eşitliğe, özgürlüğe ve hakkını alabilen bir halka sahip olmasını istiyorlardı. ama garibim halk onlara hak veriyor, fakat yine de bildiğini okuyordu. sosyalizmi savunmalarına rağmen, komünizmle suçlandılar. bu ikisinin arasındaki farkı bilmeyenler onları zaten anlayamazlar. silahlanmaları halkı onlardan soğuttu. bu ayrı mesele. ancak başka türlü de devrime kalkışmak mümkün değildi. tek bir insan öldürmeden terörist damgası yiyip asılmak da faşizmin ülkemizde ne denli etkili olduğunun göstergesidir.onlar abd askerlerine acıyıp bırakırken, devrimcilerin vücutlarında işkence görmeyen yer kalmamıştır. bazı kahraman!! gazeteci katilleri gibi yurt dışına çıkma imkanları varken, onlar ülkelerini faşistlere bırakmamak için çarpışmışlardır. gülmek, bir halk gülebiliyorsa gülmektir.
