düşüş dönüşüm

entry22 galeri
    20.
  1. SIKILIŞ

    Fırtına sonrası kuzuların sessizliği. Denizlerim çarşaf gibi. Gökyüzü pürüzsüz. En ufak bir hareket yok dünden geriye kalan tek eser; ağaç kütüklerinden yapılma salımda ellerim ensemde sırtüstü yatmış parlak yıldızları seyreden ben gibi. Düşünüyor gibiyim ama aklım bomboş. En ufak bir ifade yok yüzümde, bir şarkı çalıyor ama mırıldanmak bile geçmiyor içimden. Rüzgar esiyor, uğul uğul. Birkaç kuş daireler çiziyor üzerimde. Karaya yaklaşmış olmam gerek. Kafamı kaldırıp bakasım bile yok ama. Kimsenin olmadığı bir adaya düşsem, ne değişir ki. Suyun içindeki ayağımı köpekbalıkları kapsa, bir balina takla atsa yanımda, alabora olsam kuşlar aç kalır. Ben geceye doyamadan boğulsam yazık olur verdiğim bunca savaşa.

    Parça parça anılar şeklinde hatırlıyorum dünü; devasa bir dalga geliyordu üzerime, nefes nefese salımın iplerini doluyordum kendime. Şimşekler ıskalıyordu, bulutlar analarına küfretmişim gibi sinirliydi (ki ettim). Yağmur değildi yağan, deniz önce göğe yükseliyor, ölüm emrini aldıktan sonra bulutların ardındaki komutanından, hızla devriliyor gibiydi.

    Üstüme bir sakinlik, bir rehavet çöktü yine. Uyumaya çalışsam uyuyamam da. Su uyumaz, düşman nasıl uyusun. Güneş doğacak birazdan, kavgamız kaldığı yerden devam edecek, yıllardır olduğu gibi. Kuşlar yarın gece yine gelecek, köpekbalıkları bulur beni belki bu kez. Belki senin karalarına vurur salım. Beraber çıkarız yola sonra, birlikte savaşırız kalan her şeyle. Beraber kayıplar veririz, beraber yatarız geceleri. Hem ben o zaman gökyüzünü, yıldızları değil de senin gözlerini izlerim. Umutla bekleriz yarını, kuşların benim ölümümü beklediği gibi.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük