bir aile geçmişi yaşanmışlığını yansıttığı hikayesinin yer yer oldukça derinleşmesinden/detaylanmasından anlaşılabilen bir film olmuş. hatta kendi aile geçmişine (dolayısıyla dedesine de) ister istemez belli bir sempatiyle yaklaşılmış, filmi izlerken erdoğan'ın kendi dedesini anlattığını baştan bilmediğimden, yer yer ideolojik savrulma mı yaşamış bu filmde gibi düşünceler de aklıma gelmedi değil. haliyle tamamen soyutlanmasa da, siyasi mesaj kaygısından ziyade anlattığı hikayesine odaklanmış olarak düşünülebilecek bir film. ancak tabii hakkari'de -ağa kızı bile olsa- kadınların yaşadıkları zorluklar haliyle hikayeye yansımış, başka bir deyişle örneğin mahsun kırmızıgül'ün filmlerinde olduğu gibi yöreye bir nevi "harikalar diyarı" veya "egzotik bir ülke" gibi de bir bakış açısı ile yaklaşılmamış, belli bir eleştirellik var. kızların güneydoğu şiveleri yer yer sırıtsa da, film genelinde oyunculuklar fena sayılmaz, özellikle mühendis tiplemesi filmin bonuslarından. cezmi baskın'ın konuk oyuncu olarak kısa performansları da dikkate değer.