Kuskusuz, HAARP izole olmus bir proje degil. ABD'nin uzun yillardir üzerinde çalistigi pek çok projeden oluşan demetin bir parçasi. Aslinda HAARP "Yildiz Savaslari" (Star Wars) programinin önemli bir bölümünü olusturuyor.
ABD uzayla, 2. Dünya Savasi sırasında ve sonrasinda ciddi bir biçimde ilgilenmeye basladi. Bu derin ilginin nedenleri roket teknolojisinin baslangıcınin -nükleer teknolojinin de esligiyle- bu dönemde ortaya çikmasidir. ilk çalismalar sonucunda gürültü bombalan ve rehberli füzeler ortaya çikti. Roket ve nükleer silah teknolojisi aynı zamanda, 1945-1963 yillan arasinda gelisti. Bu süre zarfinda yeryüzünün üstünde ve altinda şiddetli nükleer testler tecrübe edildi. îonosfer ve stratosfer üzerine yapilan çalismalar sonucu atmosferin bir parçasi olan ve evrenden solar ve galaktik rüzgarlarla gelen protonlar, electronlar ve alfa parçacıkları gibi yüklü parçacıklari tutarak dünyayi koruyan "Van Allen Belts" (Van Allen Kemerleri) bulundu. Bu kemerler Amerika'nın ilk uydu operasyonu -Explorer I-sirasinda 1958'de keşfedildi.
Ağustos-Eylül 1958 arasinda ABD, "Argus Projesi" adi altında 3 nükleer bomba ve 2 de hidrojen bombasi deneyi yapti. Bu projenin amacının, yüksek irtifadaki nükleer patlamaların elektromanyetik titresim (EMP) nedeniyle radyo iletimlerine ve radar operasyonlarina etkisine deger biçmek, jeomanyetik alanlar ve onun içindeki yüklü parçacikları daha iyi anlamak oldugu söyleniyor.
13-20 Agustos 1961'de Amerikan ordusu ionosferde bir "telekomünikasyon kalkanı" yaratmayi planladi. Bu kalkan 3000 km yükseklikte kurulacaktı. Kalkanın ionosferde kurulma sebebi telekomünikasyonlara manyetik fırtınalar ve günes işinlari tarafından zarar verilebilir olmasidir.
9 Temmuz 1962'de Pentagon "Project Starfish" adi altinda ionosferle ilgili bir dizi yeni deney yapmaya giristi. Bu deneyler alt Van Allen kemerine zarar verdi. 1968'de "Solar Power Satellite Project (SPS) ile günes enerjisiyle çalisan her biri bir ada büyüklügünde olan uydular üzerine çalisildi. 1975'de firlatilan "Saturn V Rocket" atmosferde yandi. Bu yanma ionosferde büyük bir delik açti.
1978'de SPS Projesi üzerine yeniden çalisilmaya baslandi. Bu dönemde antibalistik füzeler için uydu isin silahlari üzerine çalisildi. Yüksek enerjili lazer isinlarinin bir "termal silah" olarak düsman füzelerini yok etmek için en uygun araç oldugu ileri sürüldü. SPS ayni zamanda psikolojik ve anti-personel bir silahi da ifade etmekteydi. Lazer isinlan güç bataryalari bir SPS uydusundan diger uydulara veya platformlara yayilabilecektir. Bir psikolojik silah olarak insanlar üzerinde genel bir panik yaratma etkisi vardir. SPS'in dünyanin herhangi bir yerindeki askeri operasyonda ihtiyaç olunan enerjiyi iletme kapasitesinden bahsedilmektedir. Bunlarin disinda, gözetim ve erken uyan sistemlerinde gelismeler, düsman ordularin yayinini bozma ve ionosferde fiziksel degisiklikler yaratma yetenegine sahiptir.
SPS projesine Baskan Carter'm onay vermesine karsilik, projenin çok pahali olmasi (Enerji Bakanligi'nin tüm bütçesinden daha fazla bir bütçeye ihtiyaç duyuluyordu) nedeniyle program rafa kaldirildi. Ta ki Ronald Reagen baskan olana dek. Proje Reagen, döneminde yeniden su yüzüne çikti. Reagen projeyi, Pentagon'un bütçesinden daha büyük bir bütçe ayirarak "Star Wars" (Yildiz Savaslari) adi altinda harekete geçirdi.
1970'lerin sonlarinda Pentagon, düsmana ait nükleer çevrede iletisimin radyo ve televizyon teknolojisinde kullanilan geleneksel yöntemlerle gerçeklestirilemedigini farketti. 1982'de bir komuta kontrol elektronik alt sistemi gelistirildi. "Ground Wave Emergency Net-work (GWEN)" denilen bu sistemle roketler monitörden izlenip kontrol edilebiliyordu.
1981 yilinda "Orbit Maneuvering System" (OMS) ile uzay mekikleri için SPS uzay platformlari insasi planlandi. NASA'nin ürettigi uzay mekiginin ionosfere enjekte ettigi gazlarin ionosfere etkisi üzerine çalisildi. Deneyler sonu-cunda ABD ionosferik delikler açabildigini gördü. 1985 yilinda yeni mekik deneyleri yapilmaya baslandi. 1980'lerde ABD yilda 500-600 civarinda roket firlatiyordu. Bu sayi 1989'da zirveye (1500 adet) ulasti. Bütün bu deneylerin atmosfere ciddi etkileri oldu.
1986'da, Çernobil faciasindan hemen önce, ABD Mighty Oaks olarak bilinen Nevada'daki test bölgesinde hidrojen bombasi deneyleri yapiyordu. Bu deneyler X isinlari ve parçacik isini silahlarinin gelistirilmesi programinin bir parçasiydi. ABD 1991'de Körfez Savasi sirasin-da elektromanyetik titresim silahlari (EMP) olarak adlandirilan silahlari test etti.
1993 yılında baslatilan HAARP projesi iste tüm bu deneylerin devami ve Star Wars programinin bir parçasi durumunda. *