" osmanlı devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tamam olmuştu. osmanlı memleketleri tamamen parçalanmıştı. ortada bir avuç türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. son mesele bunun da taksimini teminle uğraşmaktan ibaretti. osmanlı devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükûmet, bunlar hepsi anlamı kalmamış birtakım mânasız sözlerden ibaretti. o halde ciddi ve hakiki karar ne olabilirdi?
bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı. o da milli egemenliğe dayanan, kayıtsız ve şartsız müstakil yeni bir türk devleti tesis etmek!
işte, daha istanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve samsun'da anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur. "