darmadağın kadınların, darmadağın ettiği erkekler gibi sevmiştim seni.
çok eskitilmiş bir aşkın hatırlanması, sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması.
aslında işin açıkçası; rüzgarın fırtınaya dönüşmesi gibi, hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi, geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi. sevmiştim.
neticesi olmayan herhangi bir sebep gibi. ortalık yerde durup dururken sevmiştim seni.
atlara kalırsa çoktan kaybettik savaşı. mızraklar kırıldı, kalkanlar delindi, ganimetler paylaşıldı.
kasaba meydanında birbirini dövmekten yorulan iki kovboy gibi, bir tabancanın namlusuyla tetiğiyle,
kendisinden farklı,
kendisinden ayrı,
bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi, aynı bedene sıkılan iki el kurşun gibi, katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla sevmiştim seni.