martı gibiydi (oha) adeta süzülüyordu derin gökyüzünde (gökyüzü !!, süzülmek!!) gözlerinde en ufak bir şüphe yoktu (ne şüphesi) ara sıra kaçırıyordu bakışlarını (hani şüphe yoktu) rahatsız oluyordu çevreden (asıl çevre rahatsız çevre) nerdeydi, kimdi? (sövecem şimdi) uzun bir yolun başındaydı (bakkala gidiyodur) gözleri kesmiyordu yolu (kesmez tabi tembel ibne) umudunu yitirmemişti ama (tabi çırağı görebilir her an) saçmaladığını farkedip sustu (çok iyi oldu çook)