yaratıcılığı öyle bir tetikliyor ki insan kendini dağların üzerinde güneşe kafa tutan basit bir karınca gibi hissediyor. boyutuna göre sonsuz büyüklükte olan dünyada keşfedilecek, söylenecek ve yazacak binlerce heyecan verici gizem olduğunu anlıyor.
insan belki de o an insan olmanın sorumluluklarını arıyor kendi ruhunda.
kendi iç dünyasını keşfe çıkıyor. arıyor, soruyor ancak elinde koca bir hiç kalıyor.
eninde sonunda bitiyor hipomani ve yerini derin bir kaosa bırakıyor.
insanı hayattan koparacak kadar derin bir kaosa.