ulusal sol

entry47 galeri
    29.
  1. getirdikleri sözde yeniliklerin 100 yıllık artıklar olduğunu göremeyen ideoloji. üstüne üstelik emperyalizm kavramını kapitalizmden söküp atması bir yana koyacak olursak tarihi tartışmaya açmaları güzel. tabi kendilerini bilimsel olarak görmeleri yalnızca ayna ile zahiri görüntü arasındaki yakın ilişki kadar doğru olabilir. herhangi bir nesnelliğe dayanmadan bir bilimsellik üretmekte yeni bir iş olsa gerek. tabi biz bir konuda sevinçliyiz. neo-liberaller gibi kendilerini yeni olarak görmelerine seviniyoruz, zira ciddi birikim sorunları yaşadıkları gözler önüne çıkıyor. diğer bir sevincimiz ise ulusal solu ip'den ayırmaya çalışmaları. ama ne yazık ki; istedikleri kadar ayırsınlar ulusal sol'un en öenmli ideolojik merkezinin ip'nin siyaseti olduğunu kabul etmeniz gerekiyor. enternasyonal sol'u toptan bir biçimde indirgeme yoluyla sanık sahnesine oturtmaya düşünenler düşün.

    şimdi gelelim marks'ın avrupa merkezli bakış açısına. bunun ciddi bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. zira marks teorisini her daim geliştirmeye çalışan biriydi. dönemin koşullarını net bir şekilde tahlil etmeye çalışarak hareket ederdi. yani nesnellikten hareket ederdi. yükselen devrim teorisi ile sürekli devrim teorisi arasındaki dönemsel farklılıklar ve burjuvaziye biçilen kaftanlıkların farklılıkları göz önüne alındığında bunu marks'ın bir tutarsızlığı olarak değil, somut durum tahlili olduğunu görebiliriz. şimdi ulusal sorun ve sömürge sorunu üzerindeki düşüncelerine gelelim marks'ın. tabi sürekli marks'ı tartıştığımızdan ötürü lenin'e gelelememiz ayrı bir konu. sanırım lenin'e gelince tıkanıp kalacaklar. kend tutarsız anti-emperyalizmlerinin yüzlerine patlayacağını görecekler. her neyse...

    marks her daim devrimin yönünden bakıyordu. herhalde kendisine burada tanrısal bir sorgulanmazlık yüklediğimiz sanılmasın. öyle olmasaydı marks'ı ciddi bir şekilde revize eden lenin'i savunuyor olmazdık. bu yönden bakınca kimi uluslara devrim konusunda daha yakın bakması, diğerine daha uzak bakması pekte kötü bir şey değil. bunu yaparken ulusların genetik özelliklerine değil, uluslarası kapitalizmin yıkımına dair bir değerlendirmedir. özellikle marks bu dönemde çarlık rusyası'nın devrimci potansiyeli olan avrupa'nın en büyük düşmanı olarak görmekteydi. bu nedenle osmanlı-rus savaşında osmanlı'yı desteklemişti. eğer avrupa merkezci bakış açısında kalsa, üretici güçler teorisinde tıkansa rusya'nın bu savaşta desteklenmesi gerekmektedir. çünkü en azından sınıflı bir toplum olan feodal rusya marks'ın şablonlarına göre osmanlı toplumuna göre daha ileriydi! peki ya marks hindistan konusunda ne yapmıştı? kast sistemine göre yönetilen hindistan'da, ingiliz yayılmacılığının hindistan'daki kast sistemini dağıtabileceğini düşünüyordu. burada marks'ın hatası ingiliz emperyalizminin ilk nüvelerini görememiş olmamasıdır. tabi bu onun avrupa-merkezci olarak suçlanmasına neden olmuştur. fakat avrupa merkezcilik genel anlamda bakınca çöküyor. olayın bütününden kopup, tek bir olgu üzerine yapışıp kalınca maalesef işte böyle çuvallıyoruz. irlanda konusunda ise marks ulusal sorun ve sömürge sorunu üzerine serbest piyasacı kapitalist dönemde gerçek damgasını vurabilmiştir. eğer evrupa merkezci bir bakış açısında tıkanıp kalsaydı üretici güçler teorisine göre ingiliz devriminin irlanda'nın ulusal kurtuluş'una bağlı olduğunu söylemezdi. marks ilk dönemlerde ingiliz devriminin irlanda'nın kurtuluşu anlamına da geldiğini söylüyordu. daha sonra ise serbest piyasacı kapitalizmin emperyal nüvelerini görmeye başlayınca ise gerçek bir tavır takınabilmiştir. eğer avrupa merkezci bakış açısını oryantalizm olarak algılıyorsak edward said'i size önerebilirim. hani şu enternasyonalis(!) liberal solun göklere çıkarttığı sosyolog.

    2.entenasyonal konusu için bence önce gotha programının eleştirisine bakılmalı. 2.enternasyonal'in şeflerinden olan kautsky marksizmi savunduğunu iddia eden biriydi. sosyalizme ulaşımı üretici güçler teorisi ile savunmuş biridir. ne yazık ki emperyalizm çağında bu görüş oportunizm'in dik alasıydı. üstelik emperyal yağma savaşına ulusalcılık adı altında destek verenler o dönemin marksizm sevdalısı olduğunu iddia eden sosyal demokratlardır. sosyal demokrasi'nin her daim evrimci görüşü, avrupa-merkezli bakış açısıonu tipik bir burjuva sosyalizmine hapsetmekteydi. üstelik bugünkü ulusal solcuların milli birlik söylemlerinin altında yatan ideolojik birliktelik gerçekten dikkat çekici. umarım bu yaratıcı olduğunu düşünenler için bir uyarı olabilir. emperyalist savaşa o gün destek verenlerin bir kısmı bugün sosyal-liberaliz adı altında rezillikler yaparken, diğer uzantıları da devrimci milliyetçilik altında aynısaflarda bulunuyorlar. o nedenle 2.enternasyonal'in şeflerine dikkat etmekte fayda var. lenin'in bu şeflerden ayrılan görüşlerine de.

    tutarsız anti-emperyalistler tıpkı 1914'teki gibi tavır takınmaya devam ediyor. uçurumun kenarına gelen bir ülkede emperyalist dengeler içinde tutunmaya çalışan ve modernleşmeden kapitalist batı'yı algılayan imparatorluk kapitalist rekabete dayanamadığı için yıkılmıştı. ulusal kurtuluş savaşı sırasında emperyalist planları savaşla bozan ikircikli bağımsızlıkçılar, daha en baştan emperyalizmle sınıfsal tercihlerinden ötürü anlaşmaları bugünkü cumuriyet'i bitirme noktasına getirmiş, türkiye'yi bağımlı kapitalist bir ülke haline gelmiştir. toplumsal kurtuluş ile ulusal kurtuluş mücadelesini birleştirmeyen kadrolar, sınıfsal tercihlerinden ötürü toplumsal ilerlemenin önemli bir basamağı sayılabilecek cumhuriyet'in kendi değerlerini dahi kadük bırakmıştır. bugün genel anlamıyla düzen içinde kalan ama sosyalizan bir çıkış arayan kitleler ise milli çıkarlar adı altında burjuvaziye tav etmek cumhuriyet'i savunduğunu düşünenler için 1914 öncesine geri dönüştür. bu sefer kendilerini kurtaracak bir politik atmosferde yok üstelik. o yıkımın altında kendileri de kalırlar. zaten sosyalizmin her konusunda sınıfta kalanlar, sınıftan kaçtıkça özgünleştiklerini düşünebilirler. istedikleri kadar özgünleşsinler, hem teorinin hem de pratiğin altında kalıyorlar. zira ab, aydınlanma, sermaye, kamuculuk ve faşizm gibi konularda burjuvazinin çizgisini terk edemeyenler memlekete sahip çıkma iradesinden de bahsedemezler. bizden gerici sosyalistlerimize söylemesi.
    3 ...