ekonomist mahfi eğilmez'in bu fonla ilgili yazısından bir kuple paylaşmak isterim.
"Türkiye, ikinci grupta yer alan yani ikiz açık veren (hem cari açık hem de bütçe açığı) ülkelerden birisidir ve bu açıkları çocuklarının, torunlarının geleceğinden borçlanarak kapatır. Yapması gereken tek şey borçlanmayı yukarıda değindiğim amaçlarla yapması ve buna dönük yatırımlara girişmesidir. Ne var ki yaptığı yatırımlar bu tür bir amacı gerçekleştirecek, teknoloji yaratacak, cari açığı düşürecek yatırımlar değil, daha çok inşaat yatırımlarıdır. Türkiye’nin bir varlık fonu kuracak varlığı da fonu da yoktur. Eldeki kamu varlıkları Hazine’ye aittir ve onların kârları zaten bütçe finansmanında kullanılmaktadır. Bu varlıkları Hazine’den alıp ayrı bir fona koymak parayı bir cepten alıp ötekine koymaktan pek farklı değildir. ikiz açığı olan bir ülkenin üstelik emeklilik fonları da Hazinece finanse edilirken bir varlık fonu kurması mantıklı bir iş değildir. Ama Türkiye bir heves varlık fonu kurmuştur. Ne var ki başından beri söylediğimiz gibi varlığı olmayan fonu olmayan bir varlık fonu olmayacağı için sonunda basında çıkan haberlere göre Türkiye Varlık Fonu, projeleri finanse etmek amacıyla dışarıdan borç arayışına girmiştir. Bu durumda varlık fonu, Hazine’nin teminat vererek borçlanan bir kopyası haline dönüşmüş, kamu kesimi adına borçlanma yetkisi ikiye bölünmüştür. Varlık Fonu teminat vererek borçlanacağı için teminat vermeyerek, devletin itibariyle borçlanan Hazine’nin dış borçlanması zorlaşmış olmaktadır. Özetle dünyada borç verip ek para kazanarak varlığını artırmak üzerine kurulan varlık fonlarına Türk usulü bir borç alan varlık fonu katılmıştır."