ulusal sol

entry47 galeri
    26.
  1. ezbere karşı ezber yaratmak günümüz post-modern dünyasının(!) karşı duruşlarını epeyce yerle bir etmiş sanırım. fakat teorinin eksik yanlarını gidermek için onları çağımıza çağırıyor ve emperyalizm kavramına dayandırdıkları yapılarına bir de lenin'den bakmalarını tavsiye ediyorsun. sonuçta emperyalist dünyada, tarihsel materyalizmin o klasik şablonu olarak adlandırdıkları kavramı revize etmekle meşgulken, bunun işinin yüz yıl önce halledildiğinin ve yeni ufuklara doğru yelken açıldığının farkına varmaları gerekiyor artık. tabi bir an için küreselleşmecilerin çıkarttığı "sermaye küreselleşiyor." sloganlarınından beslenerek dünyayı ezilen ulus-ezen ulus ikilemine bölmek istemezlerse. biz demiştik, aynı kaynaktan beslenenlerin aslen karşıt olmadıklarını ve kardeş olduklarını fakat onlar teoriyi tahrif etmenin hesaplarını yaptıklarından bizi duyamamışlardı.

    marksizm'in kendisi mutlak kuralları olan, çerçevesi kapatılmış bir dogmalar bütünü değildir. ne yazık ki bunun anlamı da, marksizm'den saparak kendinize ait sloganlar çıkartmak değildir. eğer bunu yapmak istiyorlarsa sol kavramını bırakabilirler. başka alanlara geçmelerini tavsiye ediyoruz. fakat ulusallığın karşıtını enternasyonalizm olarak ele alanlar için bunu yapmak zaten çok zor çünkü daha en baştan teorinin çerçevesini değiştirmişler. tarihsel materyalizmin eksik yanlarını tamamlıyoruz diye diyalektiğin yerini dogmacı bir hegelyen bir tarih anlayışına terk etmişler. nasıl olsa her yerin özgünlüğün onlar için evrensel yasaları çiğneyip geçmektedir. emperyalizmin yasalarını anlayamanlar enternasyonal kolu(!) 1.dünya savaşı öncesinde de aynı palavralarla karşımıza gelmişlerdi. dünün hesabı ortada. dün enternasyonal takılan 2.enternasyonal'in oportunist şefleri emperyal savaşta ulusal olan tarafa kaydıklarında enternasyonalizm ile nasyonalizm arasındaki mesafenin o kadar fazla olmadığını biz görmüştük. ne de olsa kavramlar burjuuvazi ile işçi sınıfı arasındadır. bir kez daha o gün emperyal savaşta yurtsever mücadeleyi övenlerin iki yüzlülüğünü anlamıştık. sıra bu liberal-ulusalcı sapmaların kendisinde.

    marks'ın ve engels'in tarihsel materyalizmini eleştirirken takıdıkları atütçü tavırla marks'ı aştıklarını sananlar daha baştan tökezliyor ve aşağıya doğru kayıyorlar. her ülkenin tarihi farklıdır. buna ne hacet? fakat bu özgünlükler belirli aşamaları yaşamadığı iddia edilen milletlerin tarihini bilim dışı bir anlayışla ele almalarına neden oluyor. belki onlar bilim dışı olmakta ısrar edebilirler. fakat biz istemiyoruz o nedenle karşılığını vermekte fayda var. üstüne üstelik belirli çağları yaşamadığını iddia edilen uluslar dahi bugün kapitalist-emperyalist sistem içersinde bulunmaları onların geçmişe ait özgünlüklerini bir bir yıkıyor. tıpkı geçmişte batı'da feodal kadim beylerin üstünlüklerini yıkan burjuvazi gibi burada da, o geçmişin özgünlükleri sermaye sınıfı tarafından bir bir yıkılırken hala daha tarih dışında kaldığı iddia edilen bir millete özgü sosyalizm geliştirmek açıkçası bize komik geliyor. tabi o komediyi de biz size arada anlatırız. eskiden sinemada karışık bir film arada anlatılırdı. şimdi bizde aynı şekilde sınıflar mücadelesinde bir ara size o özgünlükleri ve yıkılışlarını anlatabiliriz.

    yaratıcı olduğunu iddia eden yeni ezberciler karşımıza bir de emek sermaye çelişkisinin temel çelişki olduğu halde batı'nın burjuvaziyle işbirliğine giden işçi sınıfına toptan bir burjuvalaşma eğilimi içerisinde olduklarını iddia etmelerini gerçekler yalanlıyor. belki kendileri her işçi ailesinin evine giderek batı dünyasının gizlerini araştırmış olabilirler. fakat toplumsal mekanizmaların korunması adına toplumsal artı-değerin bir kısmının işçi sınıfına aktarılmasının ideolojik arka planı ve bunun tasfiye edildiğini görmek istemiyorlar. tabi kendileri için sovyetler'in bir anlamı yok. ama tarih için fazlasıyla anlamı vardı. 60'lı yıllarda avrupa işçi sınıfına sunulan sosyal devlet anlayışının toplumsal mücadelenin önünün kesilmesi adına yapıldığını görmek istemeyenleri bari tarihe dikkatle bakmaya çalışmalarını istiyoruz. 68 mayıs'ını yalnızca fransa öğrencilerinin sokağa dökülmesi olduğunu sananlar, avrupa'da sokaklara dökülen işçi sınıfnın hak arama mücadelesinde nasıl mücadeler içine girdikleri ya bilmiyorlar ya da unutuyorlar. diğer yandan bugün fransa'nın gettolarında yaşayan senegalli bir işçinin dahi kimi zaman kapitalist dünyanın kimi kaynaklarından yararlanabilmesinin kapitalizmin bugün dünden daha insancıl olduğunu göstermiyor. sadece tüketim pazarının daha çok genişlediğini ve tüketimin daha çok kitlelere yayılması gerektiğini görmeleri gerekiyor. buna rağmen doğu'nun ezilen halkları arasında yer alan işçilerin nasıl da sınıfı enternasyonalleştirdiklerini görmelerini diliyoruz.

    çağımız emperyalizm çağı deyip durduk. bu çağın gerçekleri varda dedik. bugünün kapitalist türkiye'sinde sınıfların var olmadığını söylemek mantıksızdır. bugünün kapitalist türkiyesi'ni yöneten mülk sahibi egemen sınfların iki yüzyıl öncede türkiye'yi farklı bir biçimde yönettiklerini görmelerini istiyoruz. tabi tutarlı bir yurtseverlik ile anti-emperyalizm yoluna girmek istiyorlarsa. tabi kendileri anti emperyalist olup kendi programların yabancı sermayenin iyi kısmının olabileceğini sanıyorlarsa- ip'in programı- avuçlarını yalamaları gerekiyor.

    ab konusunda "ne abd ne ab bağımsız türkiye sloganı" ile yola çıkan enternasyonalist solcular olduğunu göremiyorlar. tabi kendileri bu sırada faşistlerle kol kola giriyorlardı milli politikarl için. diğer yandan ise programlarına yabancı sermayenin iyi yanlarınında olduğunu yazıyorlardı. bunu yazan bir ulusal sol'un liberal sol'dan farkı ne olabilir? hiçbir farkı. ab'nin işçi sınıfının ve emekçi halkın yoksullaşması, örgütsüzleşmesi olduğunu görmeleri gerekiyor. tabi mdd çizgisindeki burjuva unsurları tasfiye edebilirlerse. tabi bu konuda anlamlı bir duruşu besleyen tkp'nin mitinglerinden dem vurmaları kanlarına dokunmuş. biz onların faşistlerle kol kola girmelerine laf söylüyor muyuz? herkes kendi işine bakmalı. tabi türkiye'de milliyetçiliğin emperyalizme bağlanmak olduğunu ve türkiye'de milliyetçilik yapan politikaların öyle ya da böyle emperyalizm'e eklemlendiklerini görmeleri de gerekiyor. kimin kimden özür dileyip dilemediğiyle ilgileneceklerine- ki durum tamamen uydurma oluyor- faşizmle hesaplaşmalarını beklerdik onlardan. tabi geçmişte kendi dergilerinde devrimcilerin yerlerini ve adreslerini açıklamasının anlamını ve 12 eylül faşist darbesini selamlarının hesabını verebilirlerse.

    türkiye'nin uçuruma gittiğini düşünüyorlarsa olaya teorik ve pratik açıdan acınacak bir biçimde bakacaklarına iş yapmaya davet ediyoruz kendilerini. kimi gerici unsurlardan medet umacaklarına türkiye kapitalizmi'ni tahlil etmeye davet ediyoruz. tabi kendileri bu kapitalizm'den medet ummalarına ve tutarsız bir antiemperyalizm politikası izlemekten vazgeçebilirlerse. ama emperyalizm içi dengelerden besleneceklerini sanıyorlarsa türkiye'yi uçuruma sürüklesinler. ama sosyalizmin yolunu engellemesin yeni ezberciler.
    2 ...