yıllar sonra aşık olduğun kişiyi tekrar görebilmek

entry3 galeri
    1.
  1. herkes için bir son yok biliyor musun? hep yeniden başlangıçlar var. yıllar yüreğini ve aklını kemirse de hiç bitmeyen sevdalar var, vallahi bak. senin anlamlandıramadığın benim de cevaplar aradığım irrasyonel gelişmeler oldu, oluyor sensiz içimdeki evrende. gözlerin bir acayip güzel bakıyor, yanakların dudaklarınla eş zamanlı bir başka gülüyor konuşunca, kızarıyor gizlice sakladıkların. fotoğraflarından daha hoş, önceki yıllardan mutlusun. seni gördüğümde sana söyleyeceğim kara cümleler nereye kaçıp gidiyor inan merak etmiyorum. hiç umrumda değil o şehirde yıllar sonra seni görmek için yetmeyen 120 dakika... sana yetişmek için utangaçlığı ve kırgınlığı delip öyle hiçbir şey olmamış gibi kapının önüne gelişim, gergin bekleyişim, yürürken tekleyişim ya da bir kalemde silinip giden çok özlemek. nereye gitti ben gerçekten bilmiyorum. her şey sanki seni görünce eridi, ceplerimden kum gibi döküldü bir yerlere. ben belki başka karşılaşmalar umuyordum. ''günden güne çirkinleşmiş, rutin işlere düşmüştür aklı, yokla var arası bir benim işte onun nazarında, kendimi hiçbir yere koyamam.'' diyordum. hatırlıyorsam bu cümleleri sık sık tekrar ediyorum aslında, birleşik zamanın ''yorlanan'' hikayelerinden benim kadar yalan uzaklığı olan çok fazla insana rastlamadım.

    ne diyorum ben ya kafam dağılıyor mütemadiyen. ben sürekli dağılıyorum, kafam ruhumdan bir adım geride. ne yakınlık ne de uzaklık fark etmiyor, yanında sonsuza kadar oturamayacağım, saatin kaç olduğu aklıma gelince paramparça oluyor(d)um. ben hiç seni duymuyorum, sen bana hesap soruyorsun. ben hesap kitap adamı mıyım sanki? ben bana ayırabileceğin zamanlarla kafayı bozmuşum. sen konuşuyorsun, ben hatıralara koşuyorum. onlar, bunlar, şunlar ya da hiç kimse. o vakitler kimseler yok, kapıdan girenlere nefretle bakıyorum sen kafanı öte yana çevirince. benim gibi düşünür olmuşssun artık, geceleri seviyorsun, kabullenmişsin. psikolojik çıkarımlarımlarınla açmaya hazırken kapanıyorsun, bahar dalların var ama gölgesinde kalmışım söyleyemiyorsun. kırlangıçlar çıkıyor, mutlu kırlangıçlar gözlerinden, ben görüyorum. orada ölmek istiyorum. o sandalyede, o çay bardağında, o koridorlarda... saklamaya çalıştığın sevincini, vakitsizliğini seyrediyorum camın arkasından. yüzüklerin, küpelerin, saçların 120 dakikaya ve bir son metroya sığmaya çalışıyor ya ben orda kahroluyorum. ''ne vardı sanki birkaç saat daha, birkaç metro daha, birkaç gün daha orada kalsaydım.'' diye hayıflanıyor(d)um. bir sürü şey eksikti ama ''hani sen geldiğinde birkaç gün kalırdın.'' deyişin her yerimi alıp götürüyordu. kolsuz, gövdesiz, elsiz, ayaksız kalıyorum vallahi bildiğin gibi değil.

    anlamlandıramadığın şeyler var biliyorum. boşver, onlar bir yazıda, satır arasında ya da hiçbir yerde anlamsız olarak da kalabilir. anlamlı bir şeyler arama. o kente her geldiğimde yeniden doğuyorsun. her sokağa, her caddeye, hızla giden arabanın camından her deniz kenarına sen var mısın diye bakıyorum göremiyorum ya, ertesi gün bir daha bakıyorum, hep bakıyorum. bir odaya, bir trene, bir uçağa sığmıyorsun. gözlerimi kapatıyorum. varsa yoksa özlemek, manasız bulduğun şeylerden bir hayat. az şey değil bak, çok manidar. bir manadır takılmışsın, bırak ne yapacaksın boşver. mutsuz ve manasız günleri de sev ya da sevme. birisi seni beton gibi dökmüş içine yıllarca, sıkıca sarılmaya acizlenmişsin o giderken. bırak, bir şeyler eksik kalsın. boşver, alışkındır sensizliğe. sevgisini anlama, ne olur sorgulama, yargılama. öyle kabul et.

    çağırdığında ya da fi tarihinde geldiğinde oraları çok seviyorum ama o şehir sensizken beni o kadar çok yoruyor ki, sana bile anlatamıyorum. benim gibi düşünüyorsun ya artık bunları bilirsin. ama seni hiç yaşamadım ya, olsan da olmasan da bana seni yazmak kalıyor. belki de bunu bilmiyorsun. al sana anlam, aklında dursun. bana anlamsızlıktan dem vurup durma. birkaç yılda bir gördüğüm birkaç saatle neler yaptım, geriye dönüp bir bak m! belki ben orda yokum, senin için başkaları, beyaz gecelerde ötekinin aşkı var ama bir ara çık gel, vallahi durma oralarda buralara gel, bir kere de sen gel, zaman dursun. bu adamın buradaki mutluluğunu ve heyecanını gör, hâlâsı ve henüzü vallahi yok. seni ölesiye yazarken, öğretmensiz, dipsiz gecelerde sevmeyi öğrendim, çık gel buralara seni seviyorum m...

    imla.
    6 ...