biz birbiri ile bir ilişki yürütemeyecek kadar uyumsuz olmamıza rağmen; tarafımızdan hayatı sabote edilecek bir can dünyaya getirmekten utanmayan, bunu sırf kişisel egolarımızı ve birbirimizi kaybetme güdümüzü bastırmak için kullanacak kadar şerefsizleşebilecek karakterde iki aciz insanız.
belki birbirimizden vazgeçemiyoruz, vazgeçmek istemiyoruz. anlaşamıyoruz, belki sevgimiz de bitti, birbirimiz için hüsran bile sayılabiliriz. ama bizim tükenmişliğimizin faturasını bizden oluşacak bir cana yükleyecek kadar da adi insanlarız.
daha kendi halimizde bile iki yetişkin olmayı becerememiş olmamıza rağmen bu boktan hayatımıza bir de bizden bir can katmak için çaba sarf ediyoruz. çünkü o çocuğu kucaklama isteği, sahip olma isteği ve bu dürtü; o çocuğun kendisinden daha önemli bizim için.
iki gün sonra biz gene kavga edeceğiz. çocuğa dair tüm heyecanımız da kaybolacak. o zaman da bir orada bir burada savrulup gidecek o çocuğun hayatı. ama biz bunu önemsemiyoruz. çünkü bunu bile bile, isteye isteye yaptık.
yavru kedi satın alıp, sıkılınca sokağa atan orospu çocuklarından farkımız yok bizim.