eğer karşınızda bizim evdeki gibi bir speedy gonzales varsa sıradan teknikler yetersiz kalacaktır.
3 gün önce sabah vakti gardolabın arkasından fırlayıp yatağın altına kaçması ile varlığından haberdar olduğumuz fındık faremizi yakalama çabalarımız şimdilik sonuçsuz kalmıştır. kısaca anlatayım;
fare bir odada kıstırıldı ve o odadan dışarı çıkması engellendi.. yere yaklaşık olarak 10 adet yapışkanlı karton serildi , kartonların ortalarına da birer parça peynir konuldu. sonuç: biz defalarca o kartonlara yapıştık ama fare odada fink atıyor.
en sonunda bu böyle olmaz dendi , duvarla gardolap arasındaki 5 parmaklık aradan çıkıyor diye oranın önü yapışkanlı kartonla kapatıldı , önüne de peynirli kapan kuruldu. sonuç: bu sabah gördük ki kartonu kenara itmiş , açtığı yoldan geçip nasıl yaptığını anlamadığımız bir şekilde kapandaki peyniri almış!!!
bu sabah çıldırıp gardolabın yanındaki o yolun tamamına yapışkan sürdüm , önüne de kapanı tekrar kurdum. burdan da kurtulup o peyniri yerse evde hayalet var dicem artık!!!
gelişmeleri size bildiririm sevgili okurlar.
Zafer editi: malum şahsı malum yerde pusuya düşürdük sonunda. ilk entryi yazdığım günün gecesi 22.30 sularında kapıyı kemirdiğini farkedip kapıya tekma atmak suretiyle panikleyip kaçarken hemen kapı yanındaki yapışkanlı kartona yapışmasını sağladık. sonrasında kendisine türlü çeşit işkenceler yaptık , zira akşam eve gittiğimde çekmecemi çekince kendisi kıyafetlerin arasından bana bakıodu bi parmaklık boyuyla. bu süprizin intikamı acı alındı. ölmedi ama o viyklemelerden anladığım kadarıyla ölmekten beter oldu. bu da kendi gibilere ders olsun , canlı haliyle çöp kutusunda başına neler geldi , hangi kedilerin hışmına uğradı bilemeyiz. gerçi ona sataşacak kedi de yapışacak o kağıda ama olsun, o kedinin derdi sevgili okurlar.
şaka bir yana , çok şirin bi hayvandı , resmini de çektim iki yapışkanlı kağıt arasında sandwich iken , bi ara onu da sizlerle paylaşayım *